Daha önce İspanya’da Devrim ve İç Savaş adlı kitabını yayımladığımız sendikacı, tarihçi ve devrimci militan Pierre Broué’nin (1926-2005) 1971’de basılan Almanya’da Devrim adlı eseri, 1918-1923 yılları arasında Almanya’da yaşanan, geçmişi şekillendirirken hiç kuşkusuz bugüne de etki eden bir mücadelenin tarihini mercek altına alıyor. Bu hacimli çalışma devrimci hareketin iki unsurunu aynı anda anlatıya dahil eder, Pierre Broué girişimini şu sözlerle izah ederken bu iki unsura da ışık düşürür: “1918’den 1923’e kadar, devrimcilerin Almanya’sında mücadele, her gün sokak savaşı, barikat saldırısı şeklinde gerçekleşmez, yalnızca makineli tüfekle, havan topuyla, alev makinesiyle yürümez. Aynı zamanda ve bilhassa fabrikalarda, madenlerde, halk e
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Daha önce İspanya’da Devrim ve İç Savaş adlı kitabını yayımladığımız sendikacı, tarihçi ve devrimci militan Pierre Broué’nin (1926-2005) 1971’de basılan Almanya’da Devrim adlı eseri, 1918-1923 yılları arasında Almanya’da yaşanan, geçmişi şekillendirirken hiç kuşkusuz bugüne de etki eden bir mücadelenin tarihini mercek altına alıyor. Bu hacimli çalışma devrimci hareketin iki unsurunu aynı anda anlatıya dahil eder, Pierre Broué girişimini şu sözlerle izah ederken bu iki unsura da ışık düşürür: “1918’den 1923’e kadar, devrimcilerin Almanya’sında mücadele, her gün sokak savaşı, barikat saldırısı şeklinde gerçekleşmez, yalnızca makineli tüfekle, havan topuyla, alev makinesiyle yürümez. Aynı zamanda ve bilhassa fabrikalarda, madenlerde, halk evlerinde, sendikalarda ve partilerde, mitinglerde ve komite toplantılarında, politik-ekonomik grevlerde, sokak gösterilerinde, fikir savaşlarında, kuramsal tartışmalarda da kendini gösterir. Bir sınıf kavgası, öncelikle de işçi sınıfının bağrında bir kavgadır; hedefi ise Almanya’da ve dünyada dönüşüme kararlı devrimci bir partinin inşasıdır.”
Arketipi Fransız Devrimi olan kendiliğinden devrimlerden ya da 1917 Ekim Devrimi gibi ayaklanmalardan farklı olarak Alman devrimi; işçi, asker, köylü veya denizci konseyleri, hatta işsizlerin Kızıl Ordusu şeklinde örgütlenmeler aracılığıyla, Bolşevik esinli merkezi ve hiyerarşik parti modelinden başka bir şey önerecek, devrimin biçimi meselesine yeni bir soluk getirecektir...