“Gündüzleri içini ısıtan güneşli yaz günleri, akşam olup havanın kararmasıyla yerini uzun ve kederli kış mevsimine bırakıyordu. Her şey ne de güzeldi oysa, şu kara kışlar olmasaydı. Güneşli bir yaz günü, sert rüzgârların ardından başlayan sağanak gibiydi her koğuşa dönüş. Ne zamanki ışıklar kapanıyor ve bütün mahkûmlar uykuya dalıyor işte o saatlerde bardaktan boşanırcasına dökülen yağmur damlaları gibi üzerine hücum ediyordu bütün gün kaçtığı duyguları. Günün bir iki saatinde kapattığı gözlerini kapatamaz olmuştu."
Abdulkad
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
“Gündüzleri içini ısıtan güneşli yaz günleri, akşam olup havanın kararmasıyla yerini uzun ve kederli kış mevsimine bırakıyordu. Her şey ne de güzeldi oysa, şu kara kışlar olmasaydı. Güneşli bir yaz günü, sert rüzgârların ardından başlayan sağanak gibiydi her koğuşa dönüş. Ne zamanki ışıklar kapanıyor ve bütün mahkûmlar uykuya dalıyor işte o saatlerde bardaktan boşanırcasına dökülen yağmur damlaları gibi üzerine hücum ediyordu bütün gün kaçtığı duyguları. Günün bir iki saatinde kapattığı gözlerini kapatamaz olmuştu."
Abdulkadir, hayatı boyunca kabadayılık hayali kurmamış bir adamdır. Ancak kaderin beklenmedik darbeleri onu istemediği bu yola mecbur bırakır. Ailesini korumak ve sevdiklerini hayatta tutmak için bu tehlikeli dünyaya adım atmak zorunda kalır. Kendi değerlerini bir an olsun bile bırakmaz bu dünyada. Böylelikle de saygı ve sevgi gören bir kabadayı olur. Vicdanı, kalbi ve bunlara ters düşecek tüm yaptıkları Abdulkadir’i hep zorlu seçimler yapmaya sürüklemiştir. Abdulkadir, hem dışarıdaki düşmanlarla hem de kendi içindeki kâbuslarla mücadele ederken benliğini ve değerlerini hiçbir zaman kaybetmemiştir.
Levent Develi bu kitabında adeta babasına bir minnet borcu ödüyor. Onun kabadayı kimliğinin altındaki iyi ve vicdanlı ruhunu okura gösteriyor. Bu biyografik romanla Abdulkadir’in seçemediği ama aynı zamanda da kaçamadığı bu zorlu hayat hikâyesine tanık olun.