Yok-muş gibi yaşanan dünyaya önce, `bal gibi var` diye haykırmak gerekiyor. Sonra da sıra, nasıl var olduğunu anlatmaya geliyor hiç bitmemecesine. Dile kolay, on altı sene önceydi mutlu aşklarımızın varlığını haykırdığımız yolculuğumuzun başlangıcı. Lilith’den başlattı tarihimizi 2006’daki ilk yarışmamızın öyküleri, temasına yakışır tam bir başkaldırıyla! Sonra, 2007 yılında, kadın kadına ilklerimiz sarıp sarmaladı yüreklerimizi. 2008’deki üçüncü yarışmamızın öykülerinde ise, dans eden bedenlerimizde dolaşan tutkulu ellerimiz, tendeki ateşi içimizde harlayarak, Sappho’yla sevişerek taçlandırdı bu yolculuğu.
Şimdiyse elinizde yıllardır hayalini kurduğumuz, ‘ilk üç yarışmayla kalmamalı’nın, bu bitmeyen yolculuğun beş ciltlik tarihini
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Yok-muş gibi yaşanan dünyaya önce, `bal gibi var` diye haykırmak gerekiyor. Sonra da sıra, nasıl var olduğunu anlatmaya geliyor hiç bitmemecesine. Dile kolay, on altı sene önceydi mutlu aşklarımızın varlığını haykırdığımız yolculuğumuzun başlangıcı. Lilith’den başlattı tarihimizi 2006’daki ilk yarışmamızın öyküleri, temasına yakışır tam bir başkaldırıyla! Sonra, 2007 yılında, kadın kadına ilklerimiz sarıp sarmaladı yüreklerimizi. 2008’deki üçüncü yarışmamızın öykülerinde ise, dans eden bedenlerimizde dolaşan tutkulu ellerimiz, tendeki ateşi içimizde harlayarak, Sappho’yla sevişerek taçlandırdı bu yolculuğu.
Şimdiyse elinizde yıllardır hayalini kurduğumuz, ‘ilk üç yarışmayla kalmamalı’nın, bu bitmeyen yolculuğun beş ciltlik tarihinin ilk cildi var. Daha çok kişi okusun, daha fazla kişiye ulaşsın bu öyküler diye. Eşcinsel kadınları hep başkası anlatıyordu, hep en mutsuz öykülerde anlatıyordu, oysa o kadar farklı renklerde yaşanıyor ki hayatlar… Bu kitap bunun en güzel örneği olacak. Ursula K. Leguin’in de dediği gibi önce bazılarımız düşünmeye, hayal etmeye cesaret edecek ki dünya değişebilsin.
Lezbiyen*; cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dair farklılıkları hedef alan, bu farklılıkları iptal etmek ve kendi içinde homojen bir bütünlüğü tesis etmek için kendi içinde birtakım eşdeğerlilikler yaratarak özdeşlikler kuran heteronormatif sisteme temel bir itirazdır. Yekparelik söyleminin kurgusallığını ifşa eden, kendi kendisiyle özdeş ayrımların mümkün olmadığını gösteren politik bir kategoridir. Mücadelemizin görünürlüğü, temsili ve güçlendirilmesi için lezbiyen örgütlenmesinin önemle sahiplendiği bir kategori. Tam da bu nedenle; bir yandan, hâlâ bir tehdit olarak algılanan Lezbiyen kelimesini, kadın kadına cinselliğin, arzunun, romantizmin çiçeklendiği her türden bedenin çeşitliliğini içerdiğini düşündüğümüz Lezbiyen* kimliğini benimserken, bir yandan da kendini Lezbiyen, Biseksüel veya Queer olarak tanımlayan ya da lezbiyen aktivizmle bağlantılı olduğunu hisseden herkesi içermeyi amaçlayarak, sözcüğü Lezbiyen* şeklinde kullanmayı tercih ediyoruz. Lezbiyen*’in, kategorilerle sınırlandırılamayacak çeşitliliğimizi vurgulayan *’ının; edebiyatta, sanatta, mücadele alanlarında ve tüm bunların kesişimselliğinin uğraklarında, potansiyellerimizi açığa çıkaracağına inanıyoruz.