3
Stokta Yok
76,00 TL
95,00 TL
Kazancınız
:
19,00 TL
Kısa Ürün Açıklaması
Aslında Cennet de Yok, öyküleri kitap-lık, Eşik Cini, Notos Öykü, Özgür Edebiyat dergilerinde yayımlanan Kerem Işıkın ilk kitabı. Yazar öykülerinde, yaşamın olağan görünen akışı içinde pek de göze çarpmayan ayrıntıları bütün sıradan görüntüsünden çekip, incelikle, yalın bir dille işliyor. Kerem Işık odaklandığı konuyu ve meselesini, kimi zaman çokkimlikli bir parçalılıkla, kimi zaman sıradan insana yönelen bir sesin dikkatiyle ve en sade haliyle ele alırken, abartılı söz oyunlarına başvurmadan, delidolu, öfkesini içten içe işleyen, duygulu, düşünceli karakterin naif ses perdesinde kalarak, duru bir Türkçeyle kuruyor öykülerini: naif bakışını insanın geçiciliğini kavramış bir dünya görüşüyle bütünleştirmiş oluyor.
Tadımlık
Unut Gitsin adlı
Türü
:
Sayfa Sayısı
:
92
Kapak
:
Ciltsiz
Basım Tarihi
:
4/2020
Boyutlar
:
13.50 x 21.00
Kağıt Tipi
:
2. Hamur
ISBN Numarası
:
9789750817212
Planlanan Teslimat
:
16.11.2024
Kampanya
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Aslında Cennet de Yok, öyküleri kitap-lık, Eşik Cini, Notos Öykü, Özgür Edebiyat dergilerinde yayımlanan Kerem Işıkın ilk kitabı. Yazar öykülerinde, yaşamın olağan görünen akışı içinde pek de göze çarpmayan ayrıntıları bütün sıradan görüntüsünden çekip, incelikle, yalın bir dille işliyor. Kerem Işık odaklandığı konuyu ve meselesini, kimi zaman çokkimlikli bir parçalılıkla, kimi zaman sıradan insana yönelen bir sesin dikkatiyle ve en sade haliyle ele alırken, abartılı söz oyunlarına başvurmadan, delidolu, öfkesini içten içe işleyen, duygulu, düşünceli karakterin naif ses perdesinde kalarak, duru bir Türkçeyle kuruyor öykülerini: naif bakışını insanın geçiciliğini kavramış bir dünya görüşüyle bütünleştirmiş oluyor. Tadımlık Unut Gitsin adlı öyküden Adımlar görüyorum. Ayaklar. Renk renk ayakkabıların içinde gizlenen parmaklar. Bacaklar ve kollar neden sonra ilişiyor gözüme. Üst gövde ve başlarıysa görmüyorum bile. Sonsuz özgürlüğe olan inancım kadar özgür olabileceğim safsatasıyla meşgul olan bir grup insanı geride bırakıp yüzümde, ilk bakışta, yarım saat içinde en yüce utkulara ulaştığımın, en çapraşık kanunlarla düşüncelerin gizeminin çözülmesiyle sonlanacak dolambaçlı bir yola girdiğimin bilincine vardığımı düşündürecek yarı gülümser, yarı sıkıntı çeker ruh halimi yansıtan bir ifadeyle, sessizce seminer odasından çıkıyorum. Anlayıştan, bahsedilen o içi boşaltılmış değer yargılarını kavradıklarını düşünen topluluğa sempati beslemekten çok uzağım. Yalnızca tuvalete gitmem gerek. Bu davranışım, sıradan bağırsak hareketlenmelerinin bir sonucu. Umuma açık tuvaletin, günümüzde herkese eşit mesafede durulduğunu imgeleyen soğuk, kişiliksiz, porselen dünyasında (kısaca: hepinizin canı cehenneme!) kişisel bağırsak hareketlerimin edimsel bir zirveye ulaştığı o büyülü anda, bu sözde seminere hiçbir amaç gütmeden katıldığımın ayırdına varıyorum. Bu sokak arası felsefe seminerinde bulunmam tamamen rastlantısal. Başlayan yağmurdan kaçmak, gece vakti katılmam beklenen bir iş toplantısına gitmeden önce bambaşka bir sosyal ortamda neler konuşulup nasıl davranıldığını anımsama isteğimi tatmin etmek istemiştim yalnızca. Bu davranışım da, son zamanlarda anlamlandıramadığım çoğu davranışım gibi, tamamen içsel bir itkinin sonucuydu.