Kardeşine sarıldı, öptü. Karnesine baktı. Ilık bir şubat günüydü. Kapının önündeki kerevete oturdular.
Ergün:
"Ablacığım," dedi, "seni çok seviyorum ya, öğretmenimi daha çok seviyorum. Sen ablamsın. Ama o bana anne gibi. Öğretmenim anneme benziyor, değil mi abla? Artık yüzünü pek hatırlayamıyorum. Ne olur bana annemi anlatsana. Annem de öyle incecikti. Uzunca bir boyu vardı."
"Kumral saçları, dalga dalga omuzlarına dökülürdü. Öyle severdim ki saçlarını, çok güzeldi."
"Sonra ablacığım? Daha daha anlat!"
"Annemizin yemyeşil gözleri vardı. Tıpkı şu görünen çam ormanları gibiydi. Uzun kirpikleri yanaklarını gölgelerdi. Hele gülünce öyle güzelleşirdi ki, yanaklarında gamzeler oluşur, inci gibi dişleri sanki
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Kardeşine sarıldı, öptü. Karnesine baktı. Ilık bir şubat günüydü. Kapının önündeki kerevete oturdular.
Ergün:
"Ablacığım," dedi, "seni çok seviyorum ya, öğretmenimi daha çok seviyorum. Sen ablamsın. Ama o bana anne gibi. Öğretmenim anneme benziyor, değil mi abla? Artık yüzünü pek hatırlayamıyorum. Ne olur bana annemi anlatsana. Annem de öyle incecikti. Uzunca bir boyu vardı."
"Kumral saçları, dalga dalga omuzlarına dökülürdü. Öyle severdim ki saçlarını, çok güzeldi."
"Sonra ablacığım? Daha daha anlat!"
"Annemizin yemyeşil gözleri vardı. Tıpkı şu görünen çam ormanları gibiydi. Uzun kirpikleri yanaklarını gölgelerdi. Hele gülünce öyle güzelleşirdi ki, yanaklarında gamzeler oluşur, inci gibi dişleri sanki ışıldardı."