Başta Moby Dick ve Kâtip Bartleby gibi eserleriyle daha çok tanınan Herman Melville’in kaleme aldığı “son” eseridir Billy Budd. Kitapta, güçlü kuvvetli, son derece yakışıklı, saflık derecesinde temiz yürekli, genç bir gemicinin, doğallığın simgesi olan bir delikanlının öyküsünü anlatıyor Melville. Bunu yaparken, Kutsal Kitap ve mitolojiye ilişkin unsurları da dahil ederek girift bir esere imza atıyor. Böylece iyi ile kötü, uygarlık ile barbarlık, hatta toplum ile birey arasında süre gelen ezeli çatışmayı içeren bir “epos” meydana getiriyor. Billy Budd, yetmişini aşmış bilge bir yazı ustasının, yayını son bir defa sonuna kadar gerip gençliğe, gençliğin yaratıcı düşlerine nasıl uzandığını, gençliğin gözüyle gördüklerini yaşına aldırmadan n
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Başta Moby Dick ve Kâtip Bartleby gibi eserleriyle daha çok tanınan Herman Melville’in kaleme aldığı “son” eseridir Billy Budd. Kitapta, güçlü kuvvetli, son derece yakışıklı, saflık derecesinde temiz yürekli, genç bir gemicinin, doğallığın simgesi olan bir delikanlının öyküsünü anlatıyor Melville. Bunu yaparken, Kutsal Kitap ve mitolojiye ilişkin unsurları da dahil ederek girift bir esere imza atıyor. Böylece iyi ile kötü, uygarlık ile barbarlık, hatta toplum ile birey arasında süre gelen ezeli çatışmayı içeren bir “epos” meydana getiriyor. Billy Budd, yetmişini aşmış bilge bir yazı ustasının, yayını son bir defa sonuna kadar gerip gençliğe, gençliğin yaratıcı düşlerine nasıl uzandığını, gençliğin gözüyle gördüklerini yaşına aldırmadan nasıl vurguladığının kusursuz bir ispatı. “Bunun dışında, pek öyle keskin bir zekâ, belli bir yetenek sahibi değildi. Onda yılandaki kurnazlıktan hiç iz yoktu, ama güvercin kadar da saf sayılmazdı. Kendisine henüz o şüpheli elma sunulmamış olan masum, lekesiz insanoğlundaki o şaşırtıcı dürüstlüğün yanı sıra bir ölçüde akıl ve anlayış sahibiydi. Okuması yazması yoktu, ama güzel şarkı söylemeyi bilirdi. Tıpkı okuması yazması olmayan bülbül gibi, o da bazen şarkılarını o anda içine doğduğu gibi söylerdi.”