Türkiye’nin ilk radyoloji profesörü Salâhattin Mehmet Erk’in yaşamı kısa bir ömre sığdırılan uzun bir mücadele hikayesidir. Bu mücadelenin izleri, görevi gereği sık sık ayrılmak zorunda kaldığı eşi Sabahat Hanım’a yazdığı mektuplara ve kartpostallara yansımaktadır.
Trakya, Balkanlar ve kanlı çarpışmaların olduğu Filistin Cephesi’nden ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında eğitim amacıyla gittiği Viyana ve Almanya’nın çeşitli kentlerinden gönderdiği mektuplar, dönemin Anadolu ve Avrupa’sına tanıklık etmektedir. Sık sık gönderdiği kartpostallardan da 20. yüzyıl başlarındaki Avrupa şehirlerinin görüntülerini izlemek mümkün.Sonraki mektupları ise tıp kongrelerine katıldığı Ankara’nın ve tedavi için bulunduğu Paris’in damgasını taşır.
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Türkiye’nin ilk radyoloji profesörü Salâhattin Mehmet Erk’in yaşamı kısa bir ömre sığdırılan uzun bir mücadele hikayesidir. Bu mücadelenin izleri, görevi gereği sık sık ayrılmak zorunda kaldığı eşi Sabahat Hanım’a yazdığı mektuplara ve kartpostallara yansımaktadır.
Trakya, Balkanlar ve kanlı çarpışmaların olduğu Filistin Cephesi’nden ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında eğitim amacıyla gittiği Viyana ve Almanya’nın çeşitli kentlerinden gönderdiği mektuplar, dönemin Anadolu ve Avrupa’sına tanıklık etmektedir. Sık sık gönderdiği kartpostallardan da 20. yüzyıl başlarındaki Avrupa şehirlerinin görüntülerini izlemek mümkün.Sonraki mektupları ise tıp kongrelerine katıldığı Ankara’nın ve tedavi için bulunduğu Paris’in damgasını taşır.
Profesör Salâhattin Mehmet Erk’in yazdığı mektup ve kartpostallardan derlenen bu kitapta, onun Sabahat Hanım’a olan aşkını, henüz emekleme döneminde olan radyolojiye olan tutkusunu ve yurt sevgisini bulacaksınız.