Arap Baharı’nın umut dolu başlangıç döneminde Alia Malek, Hafız Esad’ın 1970’te iktidara gelişinden bu yana ailesinin diğer fertleri tarafından el koyulan ve büyükannesinden kendisine miras kalan evini yeniden devralmak için Şam’a geldi. Nitekim bu evin kaybı, bir zamanlar ebeveynlerinin Suriye’yi terk edip Amerika’ya yerleşmelerinde, hayatlarının kalanını başka bir ülkede geçirmeye karar vermelerinde temel bir husus olmuştu. Malek de Tahaan’daki o binada, geçmişte ve halihazırda yaşayan her ferdin hayat hikâyesine tarihin merceğiyle bakarken, bir yandan da ülkedeki ve komşu devletlerdeki politik geçişleri, bu değişimler esnasında Suriye’de tüm o dönemlerin sancılarını yaşamış Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Ermeni ve Kürt kökenli vatandaşl
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Arap Baharı’nın umut dolu başlangıç döneminde Alia Malek, Hafız Esad’ın 1970’te iktidara gelişinden bu yana ailesinin diğer fertleri tarafından el koyulan ve büyükannesinden kendisine miras kalan evini yeniden devralmak için Şam’a geldi. Nitekim bu evin kaybı, bir zamanlar ebeveynlerinin Suriye’yi terk edip Amerika’ya yerleşmelerinde, hayatlarının kalanını başka bir ülkede geçirmeye karar vermelerinde temel bir husus olmuştu. Malek de Tahaan’daki o binada, geçmişte ve halihazırda yaşayan her ferdin hayat hikâyesine tarihin merceğiyle bakarken, bir yandan da ülkedeki ve komşu devletlerdeki politik geçişleri, bu değişimler esnasında Suriye’de tüm o dönemlerin sancılarını yaşamış Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Ermeni ve Kürt kökenli vatandaşların acılarını bu esere yansıttı. Ülke günden güne parçalanırken ailesinin evini onarmaya ve diktatörlükle yönetilen vatan toprağında baskıcılığın şifreli dilini çözmeye çalışan Malek, Suriye’nin geleceğine ilişkin kişisel kaygılarıyla da yine bu eserde yüzleşti.
Bir Zamanlar Evimiz Olan Ülke, derinlemesine araştırmalara dayanan, Suriye’nin tarihine, toplumuna ve siyasetine nezih ve nazik ama bir yandan da keskin ve kararlı bir ışık tutan, kişisel bir yolculuğun belgesi. Sağduyu dolu ve samimi anlatımıyla vahim siyasi analizleri ve bir ailenin yüz yıllık şeceresini birleştiren bu eser, kaybolup gitmeye yüz tutan Suriye’nin unutulmaz bir portresini de böylelikle okuyucusuna sunuyor.