Floransalı nümizmat ve botanikçi Domenico Sestini bu eserinde eşine az rastlanır bir Boğaziçi anlatısı sunuyor. Bir sandal gezisiyle bütün Boğaziçi yerleşimlerini ziyaret ederek başlayan eser ilk bölümde yazarın Ortaköy, Tarabya, Büyükdere ve Üsküdar’da gözlemlediği Boğaziçi bağlarına uzanıyor. Yeni kurulan bir bağda beş yıllık bir süreç içindeki tüm bağcılık uygulamaları detaylıca anlatılırken üzüm türleri ve şarap yapım tekniklerine dair ender bulunur bilgiler veriliyor. Şöyle yazıyor Sestini: “... sizlere on dönüm arazi alıp bağa çevirmenin maliyetini nakledeceğim. İşe en başından
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Floransalı nümizmat ve botanikçi Domenico Sestini bu eserinde eşine az rastlanır bir Boğaziçi anlatısı sunuyor. Bir sandal gezisiyle bütün Boğaziçi yerleşimlerini ziyaret ederek başlayan eser ilk bölümde yazarın Ortaköy, Tarabya, Büyükdere ve Üsküdar’da gözlemlediği Boğaziçi bağlarına uzanıyor. Yeni kurulan bir bağda beş yıllık bir süreç içindeki tüm bağcılık uygulamaları detaylıca anlatılırken üzüm türleri ve şarap yapım tekniklerine dair ender bulunur bilgiler veriliyor. Şöyle yazıyor Sestini: “... sizlere on dönüm arazi alıp bağa çevirmenin maliyetini nakledeceğim. İşe en başından başlayıp bağ kâra geçene kadar yapılan masrafları göreceğiz. Tabii bağa yıl yıl nasıl bakmak gerektiğini de… Bağ bakımının iyi idrak edilmesi, bağcılığın ihtimam ve sebatla yapılması gerekiyor.” Kuruş, para ve akçe cinsinden tüm masraf ve getirilerin sunulduğu tablolar ise bu ilk bölümü daha da değerli kılıyor. İkinci bölüm, Boğaziçi bostan ve tarlalarındaki zirai üretimi inceliyor. Yazar hububattan baklagillere, meyve sebzeden yabani türlere geniş bir yelpazedeki mahsul çeşitliliğini Türkçe adlarıyla sunuyor. Bu sıra dışı eser, üçüncü bölümde Boğaziçi bahçelerine uzanıyor. Sestini’nin detaylı Osmanlı bahçeleri tasvirini, modern botanik biliminin kurucusu kabul edilen Linneaus’un sistemiyle yaptığı çiçek sınıflandırması izliyor. Yazar tıpkı zirai mahsuller gibi ağaç ve çiçekleri de Türkçe adarıyla veriyor. Son bölüm ise Osmanlı av teşkilatı ve Boğaz’daki av hayvanları üzerine. Avcı sultanlara dair bir anlatı da sunan bu bölüm, Boğaz’daki ormanları incelerken hayvan varlığını da yine Linneaus sistemiyle ve Türkçe adlarıyla aktarıyor. İstanbul Boğazı’na dair en değerli birincil kaynaklardan Boğaziçi 1779, Mary Işın’ın önsözüyle Türkçede.