Fenike Miti Ve Fenikecilik - Lübnan Düşüncesinin Temelleri
Yazar Adı: Mehmet Fahri Danış“Fransız Şarkiyatçılar ağırlıkta olmak üzere, 18. yüzyıl sonu ve uzun 19. yüzyıl boyunca bir grup Avrupalı yazarın çalışmaları vasıtasıyla kurulan söylem, “istisnai” bir temsil olarak Grand Liban’ı ve modern anlamda bir Lübnan devletini mümkün kılmış, dahası bu temsilden doğan milliyetçi söylem alanı içerisinde Fenikeci hareketi doğurmuştur. Oluşan bu Lübnan temsili, Lübnan’ı Said’in incelediği şekliyle kurulan Şark temsilinden bağımsız, istisnai bir imaj olarak içerir ve Lübnanlıları Fenikelilerin torunu olarak kodlayarak Lübnan’ı “Şark içerisindeki Garp”
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
“Fransız Şarkiyatçılar ağırlıkta olmak üzere, 18. yüzyıl sonu ve uzun 19. yüzyıl boyunca bir grup Avrupalı yazarın çalışmaları vasıtasıyla kurulan söylem, “istisnai” bir temsil olarak Grand Liban’ı ve modern anlamda bir Lübnan devletini mümkün kılmış, dahası bu temsilden doğan milliyetçi söylem alanı içerisinde Fenikeci hareketi doğurmuştur. Oluşan bu Lübnan temsili, Lübnan’ı Said’in incelediği şekliyle kurulan Şark temsilinden bağımsız, istisnai bir imaj olarak içerir ve Lübnanlıları Fenikelilerin torunu olarak kodlayarak Lübnan’ı “Şark içerisindeki Garp” formunda (yeniden) okur. Modern Lübnan’ı mümkün kılan, Fransız himayesi altında bir Hristiyan yurdu olarak kurumsallaştıran ve Akdeniz üzerinden Avrupa medeniyetinin bir küçük üyesi haline getiren bu söylem; çevresinden yalıtılmış, Arap değil Fenikeli, Müslüman değil Hristiyan ve Ortadoğulu değil Akdenizli bir kültürel yapı öngörür.”
Lübnan’ı; Arap ve Doğulu niteliklerinden soyutlanmış, Akdenizli antik bir medeniyetin varisi, “kozmopolit” ama “Hıristiyan karakterli” bir istisna olarak sunma girişimi, uğruna “şiir yazılabilecek” bir ülke inşa edilmesinin önünü açıyordu. 19. yüzyılda Fransız Şarkiyatçılar, gezginler ve düşünürler Lübnan’ı antik Fenike’nin mirasçısı, Şark içinde korunmuş bir Garp adacığı olarak gördüler ve Lübnanlılara Fransa tarafından “bahşedilecek” bir ülkenin, kadim Fenike geleneğini yeniden yaşatmak anlamına geleceğini düşündüler.
Bu kitap, modern Lübnan fikrini mümkün kılan söylemsel bir geleneğin ve bu geleneğin ürettiği kurucu-mitin detaylı bir analizini sunuyor. Antik Yunan’dan itibaren Batı’nın Fenikelileri ya da Lübnanlıları algılayış ve temsil etme biçimleri üzerinde durarak bunun 19. yüzyıl Şarkiyatçılığı içerisinde belirli yönde bir düşünce pratiğini ürettiğini iddia ediyor. Elinizdeki çalışma; Lamartine, Nerval, Flaubert gibi Şark seyyahlarının eserlerinden Ernest Renan’ın Mission de Phénicie’sine ve Victor Bérard’ın Les Phéniciens et l’Odyssée’sine dek Fransız yazınında Lübnan’ı Fenike’ye eşleştiren söylem biçiminin izini sürüyor. Bu, aynı zamanda Lübnanlı Mârûnîlerle Fransızlar arasındaki, kökenleri Haçlı Seferleri’ne dayanan siyaset-üstü ilişkiyi de önemli hale getiriyor. 20. yüzyılın hemen başında kendilerine “Genç Fenikeliler” diyen bir grup Lübnanlı Hıristiyan’ın edebî ve kültürel faaliyetleri, modern Lübnan’ın çokkültürlü, Batılı, “Fransız” bir siyasal birim olarak teşekkülünü mümkün kılıyor.