Sosyal medyaya bomba gibi düşen haberin ilk kaynağı, hale sebze taşıyan bir kamyon şoförüydü. Adamcağız kasabaya sabaha karşı girdiğini, meydandaki kavun heykelinin dibinde bir karaltı fark edince durduğunu, uykusuzluktan hayal gördüğünü sandığını, kamyondan inip karaltının yanına gidince ödünün patladığını ve derhal karakolu aradığını anlatıyordu hararetle. Görüntüsü sosyal medyada yayıldıktan az sonra polis telsizinden tuhaf bir anons yükseldi.
“Burada yatan kuyruklu bir şey var!”
Hiçbir şey göründüğü gibi değil ya da her şey tam da olması gerektiği g
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Sosyal medyaya bomba gibi düşen haberin ilk kaynağı, hale sebze taşıyan bir kamyon şoförüydü. Adamcağız kasabaya sabaha karşı girdiğini, meydandaki kavun heykelinin dibinde bir karaltı fark edince durduğunu, uykusuzluktan hayal gördüğünü sandığını, kamyondan inip karaltının yanına gidince ödünün patladığını ve derhal karakolu aradığını anlatıyordu hararetle. Görüntüsü sosyal medyada yayıldıktan az sonra polis telsizinden tuhaf bir anons yükseldi.
“Burada yatan kuyruklu bir şey var!”Hiçbir şey göründüğü gibi değil ya da her şey tam da olması gerektiği gibi... Aslıhan Kocabal’ın öykülerini okurken, hangisinin akla daha yatkın olduğunu kestirmek güç. Hatta öncelikle, akla yatkınlık meselesini bir çözüme kavuşturmak gerekiyor. Üzerinde durduğumuz zemin stabil değil!
Gerçeğe Aykırı Beyanlar’daki öyküler, Türkiye’de örneğine sık rastlamadığımız şekilde grotesk unsurlar da barındıran dikenli bir demet!