3
Stokta Yok
24,00 TL
30,00 TL
Kazancınız
:
6,00 TL
Kısa Ürün Açıklaması
Gözlerimiz görmemeye başlamazdan önce bizler zaten kör olmuştuk, korku bizi kör etmişti, aynı korku yüzünden körlüğümüz sürüp gidecek diyordu Jose Saramago; Körlük isimli kitabında. Az çok memleket meseleleriyle uğraşan herkes, sanırım bu durumdan hayıflanmıştır; ta ki Gezi Direnişine kadar. Dünyanın yoksullardan beklediğini fazlasıyla yerine getirenler (Kafka/Dönüşüm), yani Gezi Direnişçileri, bir tarih yazdılar; yazmaya da devam ediyorlar.
Bu direnişin, temel olarak üç bağlamlı bir hareket olarak şekillendiğini söylemek mümkün: Kent hakkının savunulması, sekülerizmin korunması ve polis terörüne/devletine tepki. Ne yazık ki hâlâ bazı çevrelerde dile getirildiği gibi sorun, üç-beş ağaç değildir. Dolayısıyla birçok yönüyle Türkiye tarihinin
Türü
:
Sayfa Sayısı
:
318
Kapak
:
Ciltsiz
Basım Tarihi
:
11/2013
Boyutlar
:
13.50 x 19.50
Kağıt Tipi
:
2. Hamur
ISBN Numarası
:
9786055513634
Planlanan Teslimat
:
19.11.2024
Kampanya
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Gözlerimiz görmemeye başlamazdan önce bizler zaten kör olmuştuk, korku bizi kör etmişti, aynı korku yüzünden körlüğümüz sürüp gidecek diyordu Jose Saramago; Körlük isimli kitabında. Az çok memleket meseleleriyle uğraşan herkes, sanırım bu durumdan hayıflanmıştır; ta ki Gezi Direnişine kadar. Dünyanın yoksullardan beklediğini fazlasıyla yerine getirenler (Kafka/Dönüşüm), yani Gezi Direnişçileri, bir tarih yazdılar; yazmaya da devam ediyorlar. Bu direnişin, temel olarak üç bağlamlı bir hareket olarak şekillendiğini söylemek mümkün: Kent hakkının savunulması, sekülerizmin korunması ve polis terörüne/devletine tepki. Ne yazık ki hâlâ bazı çevrelerde dile getirildiği gibi sorun, üç-beş ağaç değildir. Dolayısıyla birçok yönüyle Türkiye tarihinin en kapsamlı olayı olan bu hareketin, hak ettiği ölçüde kapsamlı bir analizinin de yapılması şarttır. Çünkü Gezi Direnişi üzerine birçok kitap yazılmasına rağmen, genellikle bu çalışmaların ağırlık merkezini ya sürece damgasını vuran renkler (zengin eylem çeşitlilikleri, duvar yazılar, twiter paylaşımları, sloganlar...vb.) oluşturdu ya da bireysel çalışmalar üzerinden şekillendi. Elbette bunların hepsinin katkıları çok büyüktür. Ancak bu çapta bir olayın analizi, daha geniş bir çerçeveye ve farklı bakış açılarına dayanmak, olayı tüm boyutlarıyla tartışmak zorundadır. İşte bu kitap, böyle bir gerekliliğin sonucu doğdu ve üç bölüm üzerine kuruldu. Sınıf, Rejim, Sol ve Mücadele Üzerine Tartışmalardan oluşan birinci bölümde, Korkut Boratav, E.Ahmet Tonak, Yalçın Bürkev, Metin Özuğurlu, Ergin Yıldızoğlu, Ertuğrul Kürkçü, Mustafa Sönmez, Fuat Ercan ve Yasemin Özdek; Gezi Direnişini sınıfsal karakter, kentsel rant, kapitalizmin krizleri, yeni işçi sınıfı, sermaye birikim süreci, doğrudan demokrasi ve rejim eksenlerinde kuramsal ve olgusal boyutarıyla analiz ediyor. Dünya Gözüyle Gezi Direnişi başlığını taşıyan ikinci bölüm, hem bazı Ortadoğu ve Latin Amerika ülkeleriyle Türkiyeyi kıyaslamaya hem de dışarıdan gözlerle Gezi Direnişine bakmaya çalışıyor. Çoğunlukla söyleşilerden oluşan bu bölümde Adam Hanieh, James Petras, Prabhat Patnaik ve Michael Löwy ile özellikle ılımlı İslam projesi, özne sorunu, orta sınıf, ilkel birikim, Kürt ulusal hareketi üzerine sorulara/sorunlara yanıt aranıyor. Benan Eres ile Kansu Yıldırım ve Ebubekir Aykut ise Türkiyeyi Brezilya ve Mısır ile karşılaştırmalı olarak analiz ediyorlar. Toplumsal Hareketler ve Çeşitli Boyutlarıyla Gezi Direnişi adını taşıyan üçüncü bölümde ise Sırrı Süreyya Önder, İhsan Eliaçık, Handan Koç, Cihan Hüroğlu, Beşiktaş Çarşı, isyanın bileşenleri olan toplumsal hareketlere (Kürt hareketi, anti-kapitalist Müslümanlar, kadın hareketi, LGBT hareketi , çarşı...) ve Timur Oğuz, Önder Özdemir, D.Emrah Zıraman, Barış Yıldırım ve Ayhan Erdoğan belli temalara (psikoloji, sol basın, sosyal medya, sanat, hukuk, şiddet...) odaklanıyor. İktidar sizi nerenizden yaralarsa orası sizin kimliğiniz olur der Milan Kundera. Biz de bu çalışmada, iktidarın yaraladığı her kesime mümkün olduğunca yer vermeye çalıştık. Ancak katkı sağlamasını istediğimiz, umduğumuz ve talep ettiğimiz kimi dostlarımız, ne yazık ki yoğun gündemlerinden dolayı yer alamadılar. İlerleyen zamanlarda bu eksiklikleri de giderebilmek umuduyla.