Her Şey Kontrol Altında adlı eseriyle tanıştığımız Eda Şahin yeni romanı Hayalet Nota’da sona ermek üzere olan müzisyenlik ve avukatlık kariyeri ile çıkmaza giren evliliği arasında sıkışıp kalan orta yaş bunalımının eşiğindeki bir adamın, Devrim’in, zamanın yasalarına meydan okuyan hikâyesini anlatıyor.
Kontrolünden çıkan hayatının gidişatından memnun olmayan Devrim’in yaşamı, sahne aldığı gecelerden birinde tamamen değişir. Yaşadığı tuhaf bir olay sonucunda günümüzden geçmişe ve alternatif gerçekliklere uzanan bir seyahate başlayan Devrim, hatalarını telafi etme arzusuyla zamanın akışında bıraktığı ayak izlerini silmeye çalışırken
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Her Şey Kontrol Altında adlı eseriyle tanıştığımız Eda Şahin yeni romanı Hayalet Nota’da sona ermek üzere olan müzisyenlik ve avukatlık kariyeri ile çıkmaza giren evliliği arasında sıkışıp kalan orta yaş bunalımının eşiğindeki bir adamın, Devrim’in, zamanın yasalarına meydan okuyan hikâyesini anlatıyor.
Kontrolünden çıkan hayatının gidişatından memnun olmayan Devrim’in yaşamı, sahne aldığı gecelerden birinde tamamen değişir. Yaşadığı tuhaf bir olay sonucunda günümüzden geçmişe ve alternatif gerçekliklere uzanan bir seyahate başlayan Devrim, hatalarını telafi etme arzusuyla zamanın akışında bıraktığı ayak izlerini silmeye çalışırken yolculuğunun seyrini özgür irade ve kader arasındaki ezeli mücadele belirleyecektir.
“Yarattığı ürünlere düşman bir düzenin yetiştirdiği Devrim ve diğerleri için hayat; kişiliklerin, ilişkilerin ve koşulların durmadan değiştiği bir yap-boz oyunundan ibaret olacaktı. O gecenin sabahında, istikrarlı yaşamlar uğruna çabalarken fay hatlarında meydana gelecek çökmelerin yok oluşlarını hazırlayacaklarını bilemezlerdi henüz. Ekonomik depremlerin ve yıkılan kulelerin, kurmaya çalışacakları hayatları ne şekilde etkileyeceğini ise tahmin bile edemezlerdi. Yaradılışlarını yadsıyan bir yaşam tarzına uymak için taviz vermenin, asla gerçekleşmeyecek hayallerin peşinde koşmanın, elde edemeyecekleri bedenleri arzulamanın, doğru olma ihtimaline karşı yalanlara inanmayı tercih edecek kadar gerçeklikten uzaklaşmanın ne anlama geldiğini bilemeyecek kadar tecrübesizlerdi. Doğum, tıpkı hayat ve ilişkiler gibi muğlaklığın gölgesinde kalmaya mahkûmken, ölümde yeniden birleşmeyi bekleyen ruhları kendi formlarında yaşatan bir güç mevcuttu.”