3
%8
193,20 TL
210,00 TL
Kazancınız
:
16,80 TL
Kısa Ürün Açıklaması

Homo Ludens (oyun oynayan insan), geçmişe ve kişinin kendisini tanımasına yönelik son derece renkli ve benzerine az rastlanır bir kültür tarihi okumasıdır. Evet, “dünya bir tiyatro sahnesi”dir ve oyunla başlamıştır her şey! Oyun bir algılama yeteneği aynı zamanda bir estetik kavrayış düzeyidir. Oyun ile güzellik arasında yakın bir bağ vardır. Hareket halindeki insan oynadığı oyunla eylemine güzellik, ifadesine canlılık, ruhuna dirilik katar. Bir ruh hali olarak oyun, bir coşkunun yansımasıdır. Bununla birlikte oyunda, ciddiyet asla elden bırakılmaz. Önceden belirlenmiş kurallara büyük bir dikkatle riayet edilir. Çocuklar ve yetişkinle Devamını Gör

Türü
:
Deneme
Sayfa Sayısı
:
304
Kapak
:
Ciltsiz
Basım Tarihi
:
Boyutlar
:
13.5 x 21.0
Kağıt Tipi
:
2. Hamur
ISBN Numarası
:
9786258123425
adet
payment Kredi Kartına Taksit İmkanı
Planlanan Teslimat
:
18.11.2024
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • 0 Yorum
  • Tavsiye Et
  • Hızlı Mesaj
  • Homo Ludens (oyun oynayan insan), geçmişe ve kişinin kendisini tanımasına yönelik son derece renkli ve benzerine az rastlanır bir kültür tarihi okumasıdır. Evet, “dünya bir tiyatro sahnesi”dir ve oyunla başlamıştır her şey! Oyun bir algılama yeteneği aynı zamanda bir estetik kavrayış düzeyidir. Oyun ile güzellik arasında yakın bir bağ vardır. Hareket halindeki insan oynadığı oyunla eylemine güzellik, ifadesine canlılık, ruhuna dirilik katar. Bir ruh hali olarak oyun, bir coşkunun yansımasıdır. Bununla birlikte oyunda, ciddiyet asla elden bırakılmaz. Önceden belirlenmiş kurallara büyük bir dikkatle riayet edilir. Çocuklar ve yetişkinler oyuna tam bir ciddiyet içinde dâhil olurlar. Bir oyunun sonunda kazanmak “üstünlüğünü belli etmektir.” Ve bu yüzden de kazanmak bizatihi oyunun sınırlarını aşar, kişiye itibar ve onur verir. Huizinga’ya göre hukuk, bilim, şiir, bilgelik ve felsefe sahaları oyunun ruhuna sahip olmakla zenginleşmiş ve anlam kazanmıştır. Oyun, aşkın kalbindedir. Oyun zevkini yitiren heyecanını da yitirmiş sayılır. Şiir oyundan doğmuş, farklı formlar sayesinde varlığını korumuştur. Müzik ve dans saf oyun olarak çıkar karşımıza. Hukuk, toplumsal oyunun kurallarını gözeterek gelişme kaydetmiştir. Silahlı çatışmaların kurala bağlanması, aristokratik hayatın ritüelleri oyunsal biçimler üzerinde temellenmiştir. Festivaller, yarışmalar, bayramlar ve âyinler oyun düşüncesinin hep farklı tezahürleridir. Huizinga geçmişteki zenginliğe kıyasla oyun oynama yeteneğini giderek yitiren insanın, oyunu, maddi ve mekanik bir etkinliğe indirgeyen günümüz toplumlarının yaratıcılık ve hayal gücünü yitirdiğinden ise hüzünle söz eder.

Benzer Ürünler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.