Bu çalışma İslam Rönesansı’nın iki önemli düşünürü İbni Sina’nın (980-1037) ve İbni Rüşd’ün (1126-1198) felsefelerinin belirlenimci olup olmadığını araştırmaktadır. İslam ve Avrupa Rönesanslarını şekillendirmiş bu iki düşünürün fizik ve metafizik görüşlerini inceleyerek doğadaki rastlantısal olayların yanı sıra, maddeye ve ilahi takdire dair fikirlerini tetkik eder. Bunun yanında İslam düşüncesindeki Aristotelesçi ve Yeni Platoncu felsefeler ve kelam gibi ilahiyat gelenekleri üzerindeki etkilerini ve bu düşünce okulları ve gelenekler ve genel felsefe tarihi içindeki yerlerini ortaya koymaktadır. Böylece hem İbni Sina hem de İbni Rüşd felsefelerinin, kadim zamanlardan beri düşünürlerin ilgisini çekmiş belirlenimcilik sorununa verdikleri ö
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Bu çalışma İslam Rönesansı’nın iki önemli düşünürü İbni Sina’nın (980-1037) ve İbni Rüşd’ün (1126-1198) felsefelerinin belirlenimci olup olmadığını araştırmaktadır. İslam ve Avrupa Rönesanslarını şekillendirmiş bu iki düşünürün fizik ve metafizik görüşlerini inceleyerek doğadaki rastlantısal olayların yanı sıra, maddeye ve ilahi takdire dair fikirlerini tetkik eder. Bunun yanında İslam düşüncesindeki Aristotelesçi ve Yeni Platoncu felsefeler ve kelam gibi ilahiyat gelenekleri üzerindeki etkilerini ve bu düşünce okulları ve gelenekler ve genel felsefe tarihi içindeki yerlerini ortaya koymaktadır. Böylece hem İbni Sina hem de İbni Rüşd felsefelerinin, kadim zamanlardan beri düşünürlerin ilgisini çekmiş belirlenimcilik sorununa verdikleri özgün cevapları karşılaştırırken Antik Yunan’dan günümüze felsefe tarihini de gözden geçirme olanağı sunar.