“İşgal ordusunun İstanbul’a girişi!
İşgal ordusunun İstanbul’dan çıkışı…
Yazılışı ve söylenişi pek sade olan bu iki hadisenin, bu iki vakanın arasında bütün bir milletin tarihi, bütün bir memleketin ıstırabı ve bütün Türklüğün destanı, zafer ve şerefi saklıdır.” diyor Kemalettin Şükrü kitabında.
Ardından, Mondros Mütarekesi’nden işgale kadar geçen acı hatta dehşet verici olayları, İtilâf Devletleri’nin İstanbul’un altını üstüne getiren, türlü zulüm ve işkencelerle Müslüman halka eziyet eden istihbarat teşkilatlarının iç yüzlerini, bu
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
“İşgal ordusunun İstanbul’a girişi!
İşgal ordusunun İstanbul’dan çıkışı…
Yazılışı ve söylenişi pek sade olan bu iki hadisenin, bu iki vakanın arasında bütün bir milletin tarihi, bütün bir memleketin ıstırabı ve bütün Türklüğün destanı, zafer ve şerefi saklıdır.” diyor Kemalettin Şükrü kitabında.
Ardından, Mondros Mütarekesi’nden işgale kadar geçen acı hatta dehşet verici olayları, İtilâf Devletleri’nin İstanbul’un altını üstüne getiren, türlü zulüm ve işkencelerle Müslüman halka eziyet eden istihbarat teşkilatlarının iç yüzlerini, bunları idare eden casusları anlatmaya koyuluyor.
Tarihin yakından tanığı yazarın anlattıklarını katlanılır kılansa, okurunun yüreğine de su serpen şu satırları kuşkusuz:
“Birkaç sene sonra aynı amiral, aynı korkunç filonun başında, fakat bu sefer mağlup, yine Saray Burnu’nu Çanakkale istikametinde dönerken top başındaki İngiliz neferine şu emri veriyordu:
-Selâm topunu ateşle!”