Petko Slaveykov (1827-1895), 19. yüzyıl Bulgar kültür tarihinin kalburüstü kişilikleri arasında yer alır. İstanbul’da kaldığı on yıl toplumsal ve kültürel faaliyetlerinin en verimli olduğu dönemi işaret eder. İmparatorluğun başkentinde başladığı gazete ve dergi yayıncılığıyla Bulgarca basının gelişmesine yön verir, gazetecilik ilk defa kamuoyu oluşturmanın etkin bir aracı olarak kullanılır. Petko Slaveykov, 1870’te yemek tarifleri ve mutfak tavsiyeleri içeren bir kitaba da imzasını atar. Bu derleme eserin ana bölümünde; çorba, kebap, külbastı, yahni, köfte ve kızartma türlerinden başlayıp tava ve hamur yemekle
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Petko Slaveykov (1827-1895), 19. yüzyıl Bulgar kültür tarihinin kalburüstü kişilikleri arasında yer alır. İstanbul’da kaldığı on yıl toplumsal ve kültürel faaliyetlerinin en verimli olduğu dönemi işaret eder. İmparatorluğun başkentinde başladığı gazete ve dergi yayıncılığıyla Bulgarca basının gelişmesine yön verir, gazetecilik ilk defa kamuoyu oluşturmanın etkin bir aracı olarak kullanılır. Petko Slaveykov, 1870’te yemek tarifleri ve mutfak tavsiyeleri içeren bir kitaba da imzasını atar. Bu derleme eserin ana bölümünde; çorba, kebap, külbastı, yahni, köfte ve kızartma türlerinden başlayıp tava ve hamur yemekleri tariflerine; hamur tatlıları, kadayıf ve helvadan sebze, zeytinyağlı ve yağlı dolmalara, pilavlardan hoşaflara ve kahveden önce sunulan tatlılara ve içilen şuruplara kadar onlarca tarif verilir. Ek bölümde ise et tuzlama usulleri, maya, salamura, sucuk çeşitleri, serinletici içecekler ve et, süt, yumurta gibi ana gıdaların saklanmasına yönelik onlarca pratik tavsiye ve yöntem yer alır. Ana bölümde verilen yemek, tatlı ve içecek tarifleriyle birebir Osmanlı-Türk mutfağı referans alınırken, ekte sunulan pratik bilgilerle daha çok Avrupa mutfağına gönderme yapılır. Bu bakımdan yemek kitabı, İstanbul’un temsil ettiği Osmanlı mutfağı ve zamanın modern Avrupa mutfağı arasında bir derleme niteliği taşır. Osmanlı-Türk mutfağının bütün inceliği, çeşitliliği ve zenginliği eserin sayfalarına yansıtılır. Gerek yemek tarifleri, gerekse mutfağa yönelik pratik tavsiyeler, 19. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’da ve Avrupa’da hâkim olan yemek ve mutfak kültürünü, tercih ve öncelikleri daha yakından tanıma imkânı sunar. Bulgarca yayınlanan ilk yemek kitabı olma özelliğini taşıyan eser, Osmanlı-Türk mutfağına özgü çok sayıda yemek tarifini sunarak yıllar içinde bu yemeklerin Bulgar mutfağına geçmesinin zeminini hazırlar; coğrafyanın ve tarihin bunca yakın kıldığı iki komşu halk arasında yemek kültürü transferinin sağlanmasına katkı sunar. Prof. Dr. Hüseyin Mevsim Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Bulgar Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında öğretim üyesidir.