3
%20
72,00 TL
90,00 TL
Kazancınız
:
18,00 TL
Kısa Ürün Açıklaması

Bir eksik bir fazla, fark ediyor artık. Kopan saç teli gibi kaybolup gidiyor insan, görülmüyor. Üstelik yerindeyken ne bir el değiyor ona ne de tarak. Bir şeyin içini mi dolduruyoruz yoksa üstünü mü kaplıyoruz belli değil. Bir nefes, sadece o kadar alıp verdiğimiz. Başka alacağımız yokmuş sanki dünyadan, bu kadarmış yaşamak.

Burcu Ünlü, ilk kitabı Kapanda Bir Hayal ile insanın temiz kalmış yerini işaret eden öyküler armağan ediyor okura. Evi, yuva denen kapanı, insanın kendi içine sıkışıp kalmasını zaman zaman ironiyle zaman zaman da tokat gibi çarpan göndermelerle anlatıyor.

“Neler neler dediler bana… Milletin ağzı torba, çöp torbası, büzüverdim hepsinin ağzını, bunları kafama takmadım. Ama öksüzü, yetimi, işçiyi, düşkünü ço Devamını Gör

Türü
:
Yerli Edebiyat
Sayfa Sayısı
:
64
Kapak
:
Ciltsiz
Basım Tarihi
:
12/2021
Boyutlar
:
13.00 x 19.50
Kağıt Tipi
:
2. Hamur
ISBN Numarası
:
9786258475432
adet
payment Kredi Kartına Taksit İmkanı
Planlanan Teslimat
:
07.11.2024
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • 0 Yorum
  • Tavsiye Et
  • Hızlı Mesaj
  • Bir eksik bir fazla, fark ediyor artık. Kopan saç teli gibi kaybolup gidiyor insan, görülmüyor. Üstelik yerindeyken ne bir el değiyor ona ne de tarak. Bir şeyin içini mi dolduruyoruz yoksa üstünü mü kaplıyoruz belli değil. Bir nefes, sadece o kadar alıp verdiğimiz. Başka alacağımız yokmuş sanki dünyadan, bu kadarmış yaşamak.

    Burcu Ünlü, ilk kitabı Kapanda Bir Hayal ile insanın temiz kalmış yerini işaret eden öyküler armağan ediyor okura. Evi, yuva denen kapanı, insanın kendi içine sıkışıp kalmasını zaman zaman ironiyle zaman zaman da tokat gibi çarpan göndermelerle anlatıyor.

    “Neler neler dediler bana… Milletin ağzı torba, çöp torbası, büzüverdim hepsinin ağzını, bunları kafama takmadım. Ama öksüzü, yetimi, işçiyi, düşkünü çok takarım kafama. Onların acılarını defterimde biriktiririm. Hem zaten bize en çok biriktirmek öğretilmedi mi? Acıyı, hüznü, eksikliği, sevgisizliği, gözyaşlarımızı, öfkemizi hep biriktirmedik mi? Bir türlü kesip açamadık o teneke kumbaranın ağzını. Saçamadık etrafa kinimizi, yürüyemedik üstüne üstüne hainin, kıramadık kalbini, bükemedik bileğini… İnsanlık bizde kalsın, nasılsa Allah verir belasını, dedik. İnsanız neticede, büyük bir felaket bu, diyemedik. Kırmızı bir isyandır bu, öyle bilinsin.”

Benzer Ürünler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.