“Muhterem okuyucu, ben bir roman yazmıyorum; bir hakikati değiştirerek size bir roman gibi okutmak fikrinde de değilim. Bu yazılar tarih arabasının tekerlekleri altında sesleri duyulmayan, ezilen zerrelerden birinin hikâyesidir. Romana çok benzer. Burada tesadüf tanrısının o kadar garip cilvelerini göreceksiniz ki bir hakikati okuduğunuza şüphe edeceksiniz. Romanlarda hayal, hakikat kostümü içindedir. Burada bunun aksi görülecektir. Bu hikâye benimdir. Fakat kendim için yazılmış değildir. Bir memlekete düşman ayağının girmesi ne demektir? Bir milletin istiklâlini kaybetmesi ne demektir? Bunu yurdunun gençlerine anlatmak, işgal felâketlerini yakından görememiş ve istiklâlimizi kurtarmak azmiyle kendilerini ateşlere atmış büyüklerimizin ga
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
“Muhterem okuyucu, ben bir roman yazmıyorum; bir hakikati değiştirerek size bir roman gibi okutmak fikrinde de değilim. Bu yazılar tarih arabasının tekerlekleri altında sesleri duyulmayan, ezilen zerrelerden birinin hikâyesidir. Romana çok benzer. Burada tesadüf tanrısının o kadar garip cilvelerini göreceksiniz ki bir hakikati okuduğunuza şüphe edeceksiniz. Romanlarda hayal, hakikat kostümü içindedir. Burada bunun aksi görülecektir. Bu hikâye benimdir. Fakat kendim için yazılmış değildir. Bir memlekete düşman ayağının girmesi ne demektir? Bir milletin istiklâlini kaybetmesi ne demektir? Bunu yurdunun gençlerine anlatmak, işgal felâketlerini yakından görememiş ve istiklâlimizi kurtarmak azmiyle kendilerini ateşlere atmış büyüklerimizin gayelerini henüz tetkik edememiş olanları uyandırmak için yazılmıştır. Kendimden bahsetmek ve bir “hâtıra” yazmak hatırımdan hiç geçmeyen bir şeydir. Esasen işgal günlerinin her biri bir felâket tarihidir ve her Türk’ün yazılacak bir hatırası vardır. İstanbul’un o zamana ait içyüzü, mühim ve meraklı bir tarih faslı teşkil eder…”
Yakın tarihimizde ve işgal İstanbul’unda bir silkinme ve isyan hamlesi sağlayan Kara Bir Gün hadisesini, hapiste iken günü gününe defterine kaydeden Aziz Hüdâi Bey, gazetelerde bu mesele hakkında yalan yanlış şeyler yazılması üzerine 12 yıl sonra Milliyet gazetesinde tefrika etmiştir. Zamanla bir destana dönüşen “Kara Bir Gün”ü, İşgal günlerinin İstanbul’unu ve makalenin yazarı Süleyman Nazif’i bir de olayın kahramanı Aziz Hüdâi Bey’den dinleyiniz!