Bu kitap, yalnızca bir coğrafyanın değil, aynı zamanda bir yaşam tarzının, bir inancın ve bir kültürün hikâyesini anlatıyor. Gökyüzünün maviliğiyle kucaklaşan uçsuz bucaksız bozkırları, rüzgârın şarkı söylediği dağları ve kalbin en derin köşelerine dokunan sıcak dostluklarıyla Kazakistan, her sayfada yeniden keşfedilmeyi bekliyor. İnsanoğlu tarihi boyunca kökenini öğrenmek istemiş ve üzerinde yaşadığı coğrafyanın geçmişinde nasıl bir yere sahip olduğunu sorgulamıştır. Tarih, etnografya ve antropoloji disiplinleri, homo sapience’in (modern insanın) beynindeki sorulara aradığı cevapları bulan bilim d
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Bu kitap, yalnızca bir coğrafyanın değil, aynı zamanda bir yaşam tarzının, bir inancın ve bir kültürün hikâyesini anlatıyor. Gökyüzünün maviliğiyle kucaklaşan uçsuz bucaksız bozkırları, rüzgârın şarkı söylediği dağları ve kalbin en derin köşelerine dokunan sıcak dostluklarıyla Kazakistan, her sayfada yeniden keşfedilmeyi bekliyor. İnsanoğlu tarihi boyunca kökenini öğrenmek istemiş ve üzerinde yaşadığı coğrafyanın geçmişinde nasıl bir yere sahip olduğunu sorgulamıştır. Tarih, etnografya ve antropoloji disiplinleri, homo sapience’in (modern insanın) beynindeki sorulara aradığı cevapları bulan bilim dallardır. Kırgızlar ve Kazaklar, brakisefal özelliklere sahip Türk kökenli iki Kıpçak kavmidir. Kırgızlar, Yenisey, Altay ve Sayan dağlarındaki güzel yurtlarından koparılarak, batıya Tanrı dağlarının bulunduğu Yedisu sahasına gönderilmişlerdir. Kazaklar da aynı coğrafyada yaşamış ve diğer Kıpçak kavimleriyle birlikte, bugünkü Aladağların içinde yer aldığı Kazak bozkırlarına göç etmişlerdir. Her iki kavimde, Moğolların saldırıları sonucunda yerleşim alanlarını terk etmek zorunda bırakılmışlardır.
Moğollar, çok erken dönemlerde etnik yönden Ural Altay gruplarından kopan mongoloidlerdir. Yaşama şansı tanımayan bir coğrafyada, az sayıda nüfusla, hayatta kalmanın yollarını aramışlardır. Zor zamanlar, Moğol fizyonomisini adeta demir bir disiplinle eze eze her türlü şarta hazır hale getirmiştir. Yüzyıllar sonra bu üç kavim, Türkistan coğrafyasının hâkimiyeti için mücadele etmeye başlamıştır. Demografik üstünlüğe sahip olan Kırgızlar, zamanla Moğollar tarafından acımasızca kırılarak sayıları azaltılmıştır. Kazaklar ise Moğol soylu Kalmaklar (Oyratlar-Cungarlar) tarafından kılıçtan geçirilmiştir. Hayatta kalmanın yolunun ittifak arayışından geçtiğini gören Kırgızlar ve Kazaklar birlikte hareket ederek Moğolları, Türkistan coğrafyasından silmişlerdir. Esir alınan erkekler ve yüzbinlerce Moğol kadını, boylar arasında paylaşılmıştır. Karakitay, Moğol ve Kalmakların hâkimiyet döneminde evlilikler yoluyla ya da Moğol bakiyelerinin her iki kavmin içinde kalması sonucunda silikte olsa Mongoloid özellikler, Türkler arasında görülmeye başlamıştır. Etnik asimilasyona uğray