Her Şeyin Değişmesi Gerekiyordu Ki Her Şey Aynı Kalabilsin Ya Da Daha Kötüye Gidebilsin.
Kıyamet fikri binlerce yıldır insanlığın korkulu rüyası olmuştur. İklim krizi, çevresel felaketler ve türlerin yok oluşu yoluyla yaşanacağı hayal edilen tüyler ürpertici senaryo bugün artık pandemiler, kapitalizm ve faşizm virüsleri gibi diğer pek çok büyük tehdidin birleşmesiyle meydana gelen çarpışmalar şeklinde ortaya çıkıyor.
Peki ya aslında Kıyamet çoktan, biz fark etmeden geldiyse ve bizler Kıyamet’in sonrasındaki bir çağda yaşıyorsak?
Filozof Srecko Horvat, KIYAMET’İN ARDINDAN kitabında Kıyamet olgusunu bambaşka bir şekilde ele alıyor. Gelecekte kapımızı çalacağını düşündüğümüz Kıyamet’in dünyanın farklı yerlerinde halihazırd
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Her Şeyin Değişmesi Gerekiyordu Ki Her Şey Aynı Kalabilsin Ya Da Daha Kötüye Gidebilsin.
Kıyamet fikri binlerce yıldır insanlığın korkulu rüyası olmuştur. İklim krizi, çevresel felaketler ve türlerin yok oluşu yoluyla yaşanacağı hayal edilen tüyler ürpertici senaryo bugün artık pandemiler, kapitalizm ve faşizm virüsleri gibi diğer pek çok büyük tehdidin birleşmesiyle meydana gelen çarpışmalar şeklinde ortaya çıkıyor.
Peki ya aslında Kıyamet çoktan, biz fark etmeden geldiyse ve bizler Kıyamet’in sonrasındaki bir çağda yaşıyorsak?
Filozof Srecko Horvat, KIYAMET’İN ARDINDAN kitabında Kıyamet olgusunu bambaşka bir şekilde ele alıyor. Gelecekte kapımızı çalacağını düşündüğümüz Kıyamet’in dünyanın farklı yerlerinde halihazırda yaşandığını göstererek çok geç olmadan yok oluşu önlemenin yollarının neler olduğunu anlatıyor. İhmal edilmiş filozof Günther Anders’in çalışmalarından yola çıkan Horvat, felsefi bir yaklaşımla çizdiği ana hatlarla, alternatiflerimizin artık yalnızca sosyalizm veya barbarlık olmadığını, iş işten geçmeden dünyanın radikal bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini, aksi takdirde kitlesel bir yok oluşa sürüklendiğimizi dile getiriyor.
KIYAMET’İN ARDINDAN, yalnızca bugünden yarının ölülerinin yasını tutmak için değil, aynı zamanda gücümüz yettiğince geleceğimiz için mücadele etmek adına acil bir çağrı niteliği taşıyor.