Türkiye’nin temel andlaşması aynı zamanda geleceğinin güvencesi olan Lozan Barış Andlaşması, zaman zaman farklı şekillerde değerlendirilmekte ya da anlatılmaktadır. Bu düşüncenin oluşmasında, konunun zaman ve gelişim dönemi ile temel kaynakları dikkate alınmadan yapılmış olmasının önemli rol oynadığı belirtilebilir.
Andlaşmalar ya da anlaşmalar, uluslararası ilişkilerde meydana gelen olay ve gelişmelerin genelde sonucunu, imzalandığı andan itibaren bir yükümlülük ve yaptırım belgesi niteliği kazanarak, yeni olay ve gelişmeler ile yapılanmanın başlangıcını oluşturur. Bu gibi konuların en güvenli kaynağı da Lozan Kon
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Türkiye’nin temel andlaşması aynı zamanda geleceğinin güvencesi olan Lozan Barış Andlaşması, zaman zaman farklı şekillerde değerlendirilmekte ya da anlatılmaktadır. Bu düşüncenin oluşmasında, konunun zaman ve gelişim dönemi ile temel kaynakları dikkate alınmadan yapılmış olmasının önemli rol oynadığı belirtilebilir.
Andlaşmalar ya da anlaşmalar, uluslararası ilişkilerde meydana gelen olay ve gelişmelerin genelde sonucunu, imzalandığı andan itibaren bir yükümlülük ve yaptırım belgesi niteliği kazanarak, yeni olay ve gelişmeler ile yapılanmanın başlangıcını oluşturur. Bu gibi konuların en güvenli kaynağı da Lozan Konferansı’nda da (1922-1923) olduğu gibi, yapılan toplantılardaki konuşmaların, önerilerin, tartışmalar ve pazarlıklar ile sonunda hazırlanan andlaşma metninin kayıt edilen “Tutanaklarıdır.”
Bu ilkeler çerçevesinde, Türk Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan Büyük Zafer’in sonucu olarak toplanan Lozan Konferansı’nda, özel temsilci olarak katılan Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı ve Yunanistan ile sekiz devletten oluşan Müttefikler ile Türkiye karşı karşıya gelmiştir. Barış için, görüşmeler sırasında Müttefikler, 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Anadlaşması’nı da hatırlatarak, Türkiye’den aşırı önemli isteklerde bulunmuştur. Türkiye, bu isteklere; tam bağımsızlık, egemenlik hakları ve toprak bütünlüğünü sağlamakta kararlı olarak karşı çıkmış kendi isteklerini ileri sürmüştür. Tarafların bu tutum davranışlarından doğan anlaşmazlıklar da Konferans’ın önemli sorunları olmuştur. Sorunlardan, Türkiye’nin geleceğini doğrudan belirleyecek olanların başlıcaları şunlardı: Ege adaları sorunu; Boğazlar ve Yeni Boğazlar Rejiminin Hazırlanması Sorunu; Trakya sınırının belirlenmesi sorunu; Musul ve Türkiye-Irak sınırı sorunu; Azınlıklar sorunu ile Ermenilere ve Asurî-Keldanîlere Anadolu’da “Yurt verilmesi” istenmesi sorunu; Patrikhane ile Patriğin Türkiye dışına çıkartılması sorunu; Kapitülasyonların kaldırılması sorunu; Türkiye’nin Yunanistan’dan, Müttefiklerin Türkiye’den “Savaş Tazminatı” isteme sorunu; “Türkiye’de Yargı yetkisi ve Yabancılara Uygulanacak Yargı Rejimi Sorunu”; “Türk ve Yunan Halklarının Mübadelesi (Değişimi)” sorunu; Osmanlı Devlet Borçlarının ödenmesi sorunu …
Dr. Rifat Uçarol’un bu çalışmasında, yukarıdaki sorunların konularıyla birlikte incelenmeye alınan konuların bütününe yakını, Müttefik sekiz Devlet ile Türkiye arasında uzun süren geniş kapsamlı tartışmalar sonucunda “Maddeler tasarısı” haline getirilmesi; bunların toplamıyla 143 Maddeden, gerçekte 17 Ek’i ile 18 “Senet’ten” (“Sözleşme”, “Protokol”, “Bildiri’den”) oluşan Lozan Barış Andlaşması tasarısının hazırlanışı, aşamalar halinde ve konuların özelliğine uygun boyutta “Tutanakların” ilgili bölümlerindeki kayıtları yeterince verilerek, açıklanmıştır. Sonra da, hazırlanan Barış Andlaşması’nın imzalanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Müttefikler Devletler tarafından koşuluna uygun olarak onaylanması ile yürürlüğe girişi yazılmıştır. Böylece Lozan Barış Andlaşması; öncesi, hazırlanışı ve yürürlüğe girişi, bir bütün olarak verilmiştir.