“Yaşadığımız çağın Marksizm tarafından çözümlenmeyi beklediğini söylersek elbette yanlış bir şey söylemiş olmayız. Ama eksik söylemiş oluruz: Çağımız esas olarak Marksizmin kılavuzluk ettiği devrimci eylem tarafından yıkılmayı, parçalanmayı, tarihten silinmeyi bekliyor.”
Marksizm ve Siyaset, genel anlamıyla siyasetin Marksizm için taşıdığı belirleyici önemi konu edinirken, Marx’ın düşüncelerini donuklaştırıp hareketsiz kılanlara, Marksizmi siyasetsizleştiren ve eylemsizleştirenlere karşı, onun siyasal mücadeleyle olan kopmaz bağının altını çizmeyi amaçlıyor. Marksizmi öncelikle bir eylem felsefesi olarak görmemiz, onun güncelle ilişkisini bu toprakların özgüllüğünde yeniden kurmamız gerektiğini savunuyor.
Can Soyer’in, Yöntem
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
“Yaşadığımız çağın Marksizm tarafından çözümlenmeyi beklediğini söylersek elbette yanlış bir şey söylemiş olmayız. Ama eksik söylemiş oluruz: Çağımız esas olarak Marksizmin kılavuzluk ettiği devrimci eylem tarafından yıkılmayı, parçalanmayı, tarihten silinmeyi bekliyor.”
Marksizm ve Siyaset, genel anlamıyla siyasetin Marksizm için taşıdığı belirleyici önemi konu edinirken, Marx’ın düşüncelerini donuklaştırıp hareketsiz kılanlara, Marksizmi siyasetsizleştiren ve eylemsizleştirenlere karşı, onun siyasal mücadeleyle olan kopmaz bağının altını çizmeyi amaçlıyor. Marksizmi öncelikle bir eylem felsefesi olarak görmemiz, onun güncelle ilişkisini bu toprakların özgüllüğünde yeniden kurmamız gerektiğini savunuyor.
Can Soyer’in, Yöntem, Kuram ve Eylem olarak üç ana bölüme ayırdığı bu özgün çalışması, ele alınan tüm konulara siyasal mücadelenin merceğinden bakıyor.
“Yöntem: Diyalektik” başlığını taşıyan ilk bölümde materyalizm ve diyalektik arasındaki ilişki incelenirken, öz-görüngü, bütün-parça, özne-yapı gibi kavramlar ile bu ikilikler arasındaki ilişkilerin nasıl tanımlanacağına dair bir soruşturma yürütülerek, salt felsefi bir düzlemde kalmaktan ziyade pratiğin bu ikilikler arasında kurulan ilişkideki önemine değiniliyor.
İkinci bölüm olan “Kuram: Sınıf Mücadelesi”, yöntem ışığında bir gerçeklik sergilemesi olarak kuramı tartışıyor. Marksizmin bir sınıf mücadelesi kuramı olduğunu ve bu mücadelenin hem yöntemsel hem de kuramsal olarak Marksizmin merkezinde yer aldığını söylüyor.
Üçüncü ve son bölümde “Eylem: Siyaset” başlığı altında, içinde bulunduğumuz dünya ile ilgili saptamalara da yer verilerek devlet, demokrasi, eşitsiz gelişim, siyasal eylem gibi kavramlar açımlanıyor ve bu kavramların siyasal mücadele ile olan bağı araştırılıyor.
“Türkiye İçin Notlar” başlığını taşıyan sonuç kısmında ise yazar, Marksizm ve siyaset konusunu Türkiye bağlamında ele alarak siyaseti ve pratiği nasıl kavramamız gerektiğine dair öneriler sunuyor. Gezi Direnişi’nin yarattığı umutla, Türkiye sosyalist hareketine “mücadelesiz bir sınıf siyaseti” ile “sınıfsız bir mücadele siyaseti” dışında bir başka yol açıldığını hatırlatıyor.
Başka bir yol arayanlara, başka bir yolda ısrar edenlere…