René Guénon’un modern dünyanın egemenliği ile birlikte geleneksel ilimlerden lâdinî ilimlere meyleden insanlığın maruz kaldığı gerilemenin boyutlarını tartıştığı Niceliğin Egemenliği ve Çağın Alametleri, onun Batı’daki bilim, felsefe ve psikoloji gibi temel kavramların dibe vuruşunu ve onları geleneksel ilimlerden ayıran farkın ne olduğunu “nicelik” kavramı merkezinde bütünsel olarak tartıştığı son dönem eserlerindendir.
Kitabın merak uyandıran başlığının ardında Guénon, her şeyi niceliğe, yani töze, tezahür etmiş varoluşun en kaba yönüne indirgeyen, materyalist düşüncenin emanetçisi v
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
René Guénon’un modern dünyanın egemenliği ile birlikte geleneksel ilimlerden lâdinî ilimlere meyleden insanlığın maruz kaldığı gerilemenin boyutlarını tartıştığı Niceliğin Egemenliği ve Çağın Alametleri, onun Batı’daki bilim, felsefe ve psikoloji gibi temel kavramların dibe vuruşunu ve onları geleneksel ilimlerden ayıran farkın ne olduğunu “nicelik” kavramı merkezinde bütünsel olarak tartıştığı son dönem eserlerindendir.
Kitabın merak uyandıran başlığının ardında Guénon, her şeyi niceliğe, yani töze, tezahür etmiş varoluşun en kaba yönüne indirgeyen, materyalist düşüncenin emanetçisi ve dağıtıcısı olarak modern (yani Batılı) dünyanın kendisini içinde bulduğu çürümeye dikkat çekiyor.
Guénon’a göre modern dünyanın karakteristik özellikleri arasında bulunan bilimsellik ve her şeyi salt nicel bir bakış açısına indirgeme eğilimi ve dolayısıyla “ilke”den kademeli olarak uzaklaşma durumu, dünyamızda tabii olduğu özel varoluş koşulları nedeniyle hiyerarşik olarak en alt noktada bulunan her türlü “nitel” ayrımdan yoksun, saf bir “nicelik” görünümü oluşturuyor. “Modern” olarak adlandırılan ve niceliğin egemenliğine tabi olan bu zihniyet, her ne kadar tüm dünyaya yayılmış olsa da, kökeni itibariyle Batılı’dır. Fakat Guénon için bu “Batılı”lık basit bir “coğrafya” meselesi değildir. Zira Batı’nın üstünlüğü sadece maddî bir güce dayalıdır ve bu yüzden de söz konusu egemenlik sadece “niceliğin egemenliği”nden ibarettir. Bu sebeple bu eser, yalnızca nicelik eleştirisi değil, aynı zamanda bir Batı eleştirisidir.