Bu kitap, Cahit Zarifoğlu’nun “Okuyucularla”, “Beşinci Sütun”, “Dokuzuncu Sütun”, “Yazışmalar” ve “İlk Adımlar” köşelerindeki verimlerinden oluşuyor. Nisan 1978’de başlayan “Okuyucularla”, Cahit Zarifoğlu’nun, Mavera dergisine genç yazarların gönderdiği şiir, hikâye veya inceleme yazılarını değerlendirdiği “okul” mahiyetinde bir sütun olmuştur. Zarifoğlu, “Saf şiiri aramaya koyulun”, “gelip geçiciye kapılmadan çalışmalar yapın”, “henüz işin çok başlarında olduğunuzu kabul ederseniz zamanla iyi bir şair olabilirsiniz&
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Bu kitap, Cahit Zarifoğlu’nun “Okuyucularla”, “Beşinci Sütun”, “Dokuzuncu Sütun”, “Yazışmalar” ve “İlk Adımlar” köşelerindeki verimlerinden oluşuyor. Nisan 1978’de başlayan “Okuyucularla”, Cahit Zarifoğlu’nun, Mavera dergisine genç yazarların gönderdiği şiir, hikâye veya inceleme yazılarını değerlendirdiği “okul” mahiyetinde bir sütun olmuştur. Zarifoğlu, “Saf şiiri aramaya koyulun”, “gelip geçiciye kapılmadan çalışmalar yapın”, “henüz işin çok başlarında olduğunuzu kabul ederseniz zamanla iyi bir şair olabilirsiniz” gibi önerilerle okurlarına yön göstermiş ve cesaret vermiştir. Bu sırada kendi poetikası hakkında da önemli ipuçları sunmuştur.
Cahit Zarifoğlu, okuyucuların ürünleri kadar onların fikirlerine de büyük önem vermiş; ülkesinde ve Müslüman coğrafyalarda yaşanan gelişmeler hakkındaki görüşlerini aktarırken okuyucularından da fikirlerini sunmalarını talep etmiştir. 1984’te Yeni Devir’de “Yazışmalar” adlı sütunda okuyucularıyla olan iletişimini aynı heyecanla sürdürmüştür. Ardından çeşitli günlük gazetelerde “Beşinci Sütun” ve “Dokuzuncu Sütun” başlıkları altında, gelen mektuplara cevaplar yazmaya devam etmiştir. Son olarak Kadın ve Aile dergisindeki “gerçekten şair ya da hikâyeci adaylarının yetişeceği bir fidanlık olarak kullanmak istiyoruz” dediği “İlk Adımlar” bölümünde yazmıştır.
Okuyucusuyla kurduğu bağı ömrü vefa ettikçe koparmayan Zarifoğlu, son günlerinde yazdığı cevapları Ahmet Bilgili’ye uzatıp şöyle demişti: “Bunları bu sayıda yayımlayalım Ahmet, ömrümüz yeterse devam ederiz, etmezse ne yapalım?”