Putları Yıkan Şairimiz Nazım Hikmet’İn Dili
Yazar Adı: Sevgi ÖzelDil emekçisi Sevgi Özel’den büyük usta Nâzım Hikmet’in yapıtlarına ilişkin bir “ilk” çalışma Putları Yıkan Şairimiz Nâzım Hikmet’in Dili. Hazırlıkları yirmi yıl süren incelemesinde Sevgi Özel, ilk şiirlerinden son yazdıklarına, düzyazılarından şiirlerine, kimi oyunlarına dek Nâzım Hikmet’in dili nasıl kullandığını ele alıyor. “Osmanlıca”ya doğmuş, Arap abecesiyle okuyup yazmaya başlamış, Türkçeye sahip çıkmış, Dil Devrimi sırasında ve sonrasında birçok yapıt vermiş şairin ilk günden başlayarak kaleme aldığı şiirlerinde ve düzyazılarında dili oya gibi işlediğini ve b
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Dil emekçisi Sevgi Özel’den büyük usta Nâzım Hikmet’in yapıtlarına ilişkin bir “ilk” çalışma Putları Yıkan Şairimiz Nâzım Hikmet’in Dili. Hazırlıkları yirmi yıl süren incelemesinde Sevgi Özel, ilk şiirlerinden son yazdıklarına, düzyazılarından şiirlerine, kimi oyunlarına dek Nâzım Hikmet’in dili nasıl kullandığını ele alıyor. “Osmanlıca”ya doğmuş, Arap abecesiyle okuyup yazmaya başlamış, Türkçeye sahip çıkmış, Dil Devrimi sırasında ve sonrasında birçok yapıt vermiş şairin ilk günden başlayarak kaleme aldığı şiirlerinde ve düzyazılarında dili oya gibi işlediğini ve bunu nasıl ustalıkla gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Nâzım’ın hiçbir şeyi rasgele yapmadığını, ikilemelerden yardımcı fiillere, argodan yerel kullanımlara dilin tüm cevherlerini nasıl bir titizlikle işlediğini gösterirken Sevgi Özel de aynı titizliği sergiliyor. Nâzım’ın şiirindeki müziğin kaynağını bulduğunu belirtiyor.
Bir dil emekçisinden dil ustasına ilişkin zorlu bir çalışma, bir yanıyla da yeni incelemelere kapı açan, bayrağı genç kuşaklara devreden zorlu koşunun ilk metreleri...“Buna, Nâzım’ın dil kullanımını irdeleyen ilk yapıt diyebiliriz. Kuşkusuz eksik bulan olacaktır. Türkçeyi geleneksel bakışla, çağdaş dilbilimin verileriyle araştıranlara, özellikle anlambilimcilere bir bardak demli çay, şiir kokan iki dal çiçek uzattığımı düşünüyorum. Yoruldum mu, yoruldum; değip değmediğine okur karar verecek. (...) Nâzım’ı iyi, çok iyi tanıdığımı düşünüyordum; öyle değilmiş... Ben utandım; başka dil, yazın insanları kendini kurtarsın.”