Zaten meşrutiyet nasıl geri alınmıştı? Diğer memleketlerde milletin kanı pahasına alınan hürriyet, bizde bir blöf neticesi olarak elde edildi.
Başmâbeynci Lütfi Simâvî
Son Osmanlı padişahlarından Sultan V. Mehmed Reşad ve Sultan Vahideddin’in başmâbeyincisi Lütfi Simâvî'nin hatıraları, Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarıyla; I. Dünya Savaşı başta olmak üzere pek çok badirelerle geçen tarihimizin belki de en çalkantılı bir dönemine ışık tutuyor. Yabancı dile âşina ve uzun süre diplomatlık yapmış olan Lütfi Simâvî, sadece siyasi olayları kavraması ve bu alandaki problemlere yönelik pratik çözümler bulması açısından değil aynı zamanda sarayı, personeli ve bürokrasinin diğer unsurlarını dikkatle gözlemlemesi, bazı saray âdetle
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Zaten meşrutiyet nasıl geri alınmıştı? Diğer memleketlerde milletin kanı pahasına alınan hürriyet, bizde bir blöf neticesi olarak elde edildi.
Başmâbeynci Lütfi SimâvîSon Osmanlı padişahlarından Sultan V. Mehmed Reşad ve Sultan Vahideddin’in başmâbeyincisi Lütfi Simâvî'nin hatıraları, Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarıyla; I. Dünya Savaşı başta olmak üzere pek çok badirelerle geçen tarihimizin belki de en çalkantılı bir dönemine ışık tutuyor. Yabancı dile âşina ve uzun süre diplomatlık yapmış olan Lütfi Simâvî, sadece siyasi olayları kavraması ve bu alandaki problemlere yönelik pratik çözümler bulması açısından değil aynı zamanda sarayı, personeli ve bürokrasinin diğer unsurlarını dikkatle gözlemlemesi, bazı saray âdetlerini değiştirmeye dönük olarak yaptığı kayda değer girişimleri ve bu konudaki kronik sorunlara işaret etmesi bakımından da önemlidir.
Bu kitapla okur, 1909’da Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi gibi kritik bir hadiseden sonra tahta geçen Sultan V. Mehmed Reşad ve Sultan Vahideddin dönemlerinde Osmanlı sarayının bürokraside ve askerî cihette meydana gelen gelişmelere karşı nasıl tepki verdiğini, günden güne güç kaybeden ve eski ihtişamlı günlerinden uzaklaşan sarayın nasıl bir yapıya dönüştüğünü, aynı dönemde sarayda çok kritik bir görevde bulunan Lütfi Simâvî’nin gözünden okuma fırsatı yakalayacak.
Dr. Fatih Akyüz ve Dr. Fatih Tetik tarafından ilk defa tam ve eksiksiz bir şekilde sadeleştirilerek bugünkü Türkçeye aktarılan bu hatırat, hem araştırmacılar hem de tarih meraklıları için birinci elden önemli bir kaynak niteliğindedir.