Herkes önce ben diyor, kendi isteği olsun istiyor, ancak zorunluluktan ya da bir menfaat beklentisiyle kendi isteğinden feragat ediyordu. Peki böyle mi olmalıydı?
“O anda bir his doğdu kalbime. Bütün insanlığın ruhu tekti ve farklı bedenlerde hapsolmuş bu ruh, ne zaman farklı bir beden görse, ona, Sarıl bana! diye haykırıyordu sanki. O, karşısındaki bedenin içindekinin kendisinden başkası olmadığını biliyordu çünkü. Kendisiyle birleşmeden, kendisiyle buluşmadan huzura eremeyeceğini biliyordu. Bölünmüşlüğe, ayrılığa dayanamıyordu. İkiliğe dayanamıyordu. Bütün varlık birdi çünkü. Allah birdi. Gözler bunu göremese de, ruh, gözlerin göremediğini görüyor ve bunun için karşısındakine “Sarıl bana!” diye haykırıyordu. Kendisiyle tekrar bu
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Herkes önce ben diyor, kendi isteği olsun istiyor, ancak zorunluluktan ya da bir menfaat beklentisiyle kendi isteğinden feragat ediyordu. Peki böyle mi olmalıydı?
“O anda bir his doğdu kalbime. Bütün insanlığın ruhu tekti ve farklı bedenlerde hapsolmuş bu ruh, ne zaman farklı bir beden görse, ona, Sarıl bana! diye haykırıyordu sanki. O, karşısındaki bedenin içindekinin kendisinden başkası olmadığını biliyordu çünkü. Kendisiyle birleşmeden, kendisiyle buluşmadan huzura eremeyeceğini biliyordu. Bölünmüşlüğe, ayrılığa dayanamıyordu. İkiliğe dayanamıyordu. Bütün varlık birdi çünkü. Allah birdi. Gözler bunu göremese de, ruh, gözlerin göremediğini görüyor ve bunun için karşısındakine “Sarıl bana!” diye haykırıyordu. Kendisiyle tekrar buluşmak için.”
44 dilde 100’ü aşkın ülkede okunan Türk romancı Serdar Özkan’ın kaleminden… Kalplerimizin, ruhlarımızın hiçbir dönemde olmadığı kadar ayrı düştüğü, bölündüğü, ötekileştirildiği şu günlerde, birlik, bağlılık ve sevgi üzerine bir solukta okuyacağınız yeni bir roman.“Serdar Özkan ismi şimdiden Paulo Coelho, Richard Bach ve hatta Antoine de Saint-Exupéry ile birlikte anılıyor.” –Corriere della Sera, İtalya