1912 Nobel Edebiyat Ödülü, Gerhart Johann Robert Hauptmann’a ‘Öncelikli olarak dramatik sanatlar alanındaki verimli, çeşitli ve olağanüstü üretimi nedeniyle’ verilmiştir.”
Nobel Ödül Komitesi
Natüralizmin Almanya’daki en önemli temsilcilerinden Gerhart Hauptmann, tıpkı bu romanın kahramanı Haake gibi heykeltıraştı ve uzun bir süre Roma’da yaşadı. Tiyatro eserleriyle ünlenen, 1912’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Hauptmann’ın 1926 yılında kaleme aldığı Sevgili Wanda, yazarın ilginç yaşamöyküsünden taşıdığı izlerle de özel bir yere sahiptir.
Sevgili Wanda, heykeltıraş Paul Haake ile bir sirk kızı olan Wanda arasındaki gelgitlerle dolu aşkın üzerine kuruludur. Sanatında emin adımlarla ilerleyen yetenekli heykeltıraş
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
1912 Nobel Edebiyat Ödülü, Gerhart Johann Robert Hauptmann’a ‘Öncelikli olarak dramatik sanatlar alanındaki verimli, çeşitli ve olağanüstü üretimi nedeniyle’ verilmiştir.”
Nobel Ödül KomitesiNatüralizmin Almanya’daki en önemli temsilcilerinden Gerhart Hauptmann, tıpkı bu romanın kahramanı Haake gibi heykeltıraştı ve uzun bir süre Roma’da yaşadı. Tiyatro eserleriyle ünlenen, 1912’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Hauptmann’ın 1926 yılında kaleme aldığı Sevgili Wanda, yazarın ilginç yaşamöyküsünden taşıdığı izlerle de özel bir yere sahiptir.
Sevgili Wanda, heykeltıraş Paul Haake ile bir sirk kızı olan Wanda arasındaki gelgitlerle dolu aşkın üzerine kuruludur. Sanatında emin adımlarla ilerleyen yetenekli heykeltıraş Haake, genç Wanda’ya büyük bir tutkuyla bağlanır. Meslek hayatını riske atmak pahasına; zenginliği, şöhreti ve unvanı elinin tersiyle itip Wanda’nın çalıştığı sirkin peşine takılır, hatta bu uğurda ölümü göze alır. Aşkın Wanda cephesindeyse durum son derece karışıktır.
Sevgili Wanda, sevilip sevilmediğini ömrünün sonuna dek anlayamayan bir adamın, parmaklarıyla soğuk heykeller yontan bir sanatçının, aşkın o beyaz körlüğünün hikâyesi.
“Gerhart Hauptmann’ın yapıtı, tüm sonuçları ve çıkarımlarıyla, hayatın ölümü de kapsayan bütünselliğiyle hep bir ilişki içindedir.”
Rudolf Kayser