Tanzimat Dönemi’nde değişmeye başlayan mizah anlayışının seçkin ve dikkate değer kalemlerinden Âli Bey’in Düyûn-ı Umûmiye müfettişi olarak 1885-1888 yılları arasında çıktığı seyahatin güncesi olan Seyahat Jurnali gördüğü yerlerin coğrafi, demografik ve kültürel özelliklerini aktaran önemli bir tanıklıktır. Kendisinin, “Bu jurnalin içeriği sadece gözlemlerden oluşmaktadır. Bir meziyeti varsa o da Irak gibi uzak memleketlerin ve özellikle Hindistan şehirlerinden bazılarının buralarca bilinmeyen durumlarına ve âdetlerine dair genel bir fikir vermesinden ibarettir,” diye tanıttığı Seyahat Jurnali elbette mizahi vurgudan çok da uzak değildir.
-Âli Bey (Direktör) (1846-1899)
Yaşadığı dönemde “Osmanlıların Molière’i” olarak tanınan
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Tanzimat Dönemi’nde değişmeye başlayan mizah anlayışının seçkin ve dikkate değer kalemlerinden Âli Bey’in Düyûn-ı Umûmiye müfettişi olarak 1885-1888 yılları arasında çıktığı seyahatin güncesi olan Seyahat Jurnali gördüğü yerlerin coğrafi, demografik ve kültürel özelliklerini aktaran önemli bir tanıklıktır. Kendisinin, “Bu jurnalin içeriği sadece gözlemlerden oluşmaktadır. Bir meziyeti varsa o da Irak gibi uzak memleketlerin ve özellikle Hindistan şehirlerinden bazılarının buralarca bilinmeyen durumlarına ve âdetlerine dair genel bir fikir vermesinden ibarettir,” diye tanıttığı Seyahat Jurnali elbette mizahi vurgudan çok da uzak değildir.
-Âli Bey (Direktör) (1846-1899)Yaşadığı dönemde “Osmanlıların Molière’i” olarak tanınan Âli Bey İstanbul’da doğdu. Öğrenimine özel dersler alarak başladı. Rüştiyeyi bitirdikten sonra yine özel derslerle tarih, coğrafya, felsefe, astronomi, kimya, ekonomi, yönetim bilimi, hukuk ve matematik bilgisini geliştirdi. Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi. Mektubî-i Sadr-ı Âli Odası’nda çalışmaya başlayan Âli Bey, 1876’da mutasarrıf olarak mülki göreve atandı, 1884-1888 yıllarında Düyûn-ı Umûmiye’de müfettiş olarak çalıştı. Daha sonra Elazığ ve Trabzon valiliklerinde bulundu. Edebi faaliyeti idari makamlarca hoş karşılanmayıp azledilen Âli Bey tekrar Düyûn-ı Umûmiye’ye döndü, 1895 yılında direktörlüğe atandı ve hayatının sonuna dek bu görevi sürdürdü. Âli Bey edebiyatla uğraşmaya gençlik yıllarında Yeni Osmanlılar’la yakınlığını sürdürürken başladı. Batılı örneklere uygun bir tiyatronun gelişmesi için oyunlar yazdı ve Fransız yazarlardan birçok oyun uyarladı. Teodor Kasap’ın çıkardığı Diyojen dergisinde yayımlanan mizah yazılarını sadece “Âli” adıyla imzaladı. Diyojen kapatıldıktan sonra Çıngıraklı Tatar ve Hayal dergilerinde yazmaya devam etti. Türk edebiyatında mizah sözlüğü türünün ilk örneği olan Lehçetü’l-hakayık, üç perdelik komik opereti Letafet, bir mizah hikâyesi olan Seyyareler ve Seyahat Jurnali en önemli eserleri arasındadır. Âli Bey’in seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.