Siddhartha’nın, daha sonraki ismiyle Shakyamunyi’nin dünyevi zevklerden ve zenginliklerden geçip hakikati bulma uğrunda gösterdiği yoğun çaba ve çektiği onca çileden sonra dünya üzerinde hakikate ulaşmaktan başka hiçbir gerçeğin olmadığını anladığı görkemli bir hayat hikayesi.
Bu küçük kitap Fransa ve Avrupa’yı Budizm’le, Siddhartha Buddha’yla ve onun öğretileriyle tanıştıran ilk metinlerden biridir. Yaşadığı dönemi, hayat hikayesini, o zamanlar Hindistan’ın genel durumunu, öğretilerini, Avrupa’da daha önce yapılan çalışmaları gözler önüne serer.
“Sevgi, cazibe, düzen, devamlılık kanunlarının sonsuzluk üzerinde de hâkim olduğuna, yeni âlemlerin ve o arada insanlığın yaratılış sırrı, parçalanan âlemlerden, sönen güneşlerden bi
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Siddhartha’nın, daha sonraki ismiyle Shakyamunyi’nin dünyevi zevklerden ve zenginliklerden geçip hakikati bulma uğrunda gösterdiği yoğun çaba ve çektiği onca çileden sonra dünya üzerinde hakikate ulaşmaktan başka hiçbir gerçeğin olmadığını anladığı görkemli bir hayat hikayesi.
Bu küçük kitap Fransa ve Avrupa’yı Budizm’le, Siddhartha Buddha’yla ve onun öğretileriyle tanıştıran ilk metinlerden biridir. Yaşadığı dönemi, hayat hikayesini, o zamanlar Hindistan’ın genel durumunu, öğretilerini, Avrupa’da daha önce yapılan çalışmaları gözler önüne serer.
“Sevgi, cazibe, düzen, devamlılık kanunlarının sonsuzluk üzerinde de hâkim olduğuna, yeni âlemlerin ve o arada insanlığın yaratılış sırrı, parçalanan âlemlerden, sönen güneşlerden bir kıvılcım bulunduğuna kanaat etti. O zaman milyonlarca dalgalar tarafından tam ortaya doğru yol alan bir gemi gibi Buddha da gayeye temas ettiğini duydu. Yüksek bir idrak neticesi olarak kendisiyle ve âlemlerin ruhuyla; bütün sevgilerin sevgisiyle; hayatların hayatı arasında bir nefes, bir birlik; saf, zayıf, uçucu bir alev; mesafeleri ortadan kaldıran, zamandan bağımsız, tam bir saadet içinde bir birlik buldu.”
O eski bilgenin de dediği gibi, siz kurtuluş ve huzuru ancak kendinizde arayınız çünkü insanın hapishanesi kendisinin içindedir.