‘’Yalnız olmaktan nefret ediyorum, keseli hayvanlar gibi bir başkasının derisinin altında yaşamak isterdim. Emniyette olmayı, sıcak, bakılıp gözetiliyor olmayı, havadan, hatta yaşamdan daha çok istiyorum.’’
‘‘Çünkü iş bağımsızlığa gelince, gerçekten kendi ayaklarımızın üstünde durduğumuz zaman, kadınlıktan uzaklaşacağımızdan sevgisiz, sevimsiz kalacağımızdan korkuyoruz. Bunun için de başkalarını suçlamanın ötesine pek geçemiyoruz. Ama ‘Onları’ suçlayarak ya da dizimizi döverek özgürleşemeyiz. Bu olsa olsa, iliklerimizi donduran bağımsızlık korkumuzu gizlememize yarar. Bağımsızlık, başkalarının bize bahşedebileceği bir armağan değildir. Her şeyden ‘Onları’ sorumlu tutmaktan vazgeçemediğimiz, kendi sorumluluğumuzu üstlenmediğimiz ve
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
‘’Yalnız olmaktan nefret ediyorum, keseli hayvanlar gibi bir başkasının derisinin altında yaşamak isterdim. Emniyette olmayı, sıcak, bakılıp gözetiliyor olmayı, havadan, hatta yaşamdan daha çok istiyorum.’’
‘‘Çünkü iş bağımsızlığa gelince, gerçekten kendi ayaklarımızın üstünde durduğumuz zaman, kadınlıktan uzaklaşacağımızdan sevgisiz, sevimsiz kalacağımızdan korkuyoruz. Bunun için de başkalarını suçlamanın ötesine pek geçemiyoruz. Ama ‘Onları’ suçlayarak ya da dizimizi döverek özgürleşemeyiz. Bu olsa olsa, iliklerimizi donduran bağımsızlık korkumuzu gizlememize yarar. Bağımsızlık, başkalarının bize bahşedebileceği bir armağan değildir. Her şeyden ‘Onları’ sorumlu tutmaktan vazgeçemediğimiz, kendi sorumluluğumuzu üstlenmediğimiz ve bu sorumluluğun sonuçlarını göze alamadığımız sürece özgürleşemeyiz.’’
Kendi deneyimlerinden yola çıkan Dowling’in okura verdiği mesaj bu. Ve hoşuna gitsin ya da gitmesin, bu kitapta her kadının kendini bulacağı muhakkak.