Siyasi Düşünce Hürriyeti Ve 1961 Türk Anayasası
Yazar Adı: Bülent TanörSiyasi Düşünce Hürriyeti ve 1961 Türk Anayasası, Bülent Tanör'ün 1969 tarihinde savunulmuş ve aynı yıl yayımlanmış doktora tezidir. Tezde siyasi düşünce hürriyetine hem bir teorik çerçeve çizilmeye çalışılmış, hem de anayasa hukukunda geçerli yorum yöntemleriyle yürürlükteki normlar açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Doktora tez jürisi önündeki sözlü savunması çok başarılı bulunan Tanör'ün bu tezinde, daha sonraki bütün çalışmalarında takip edeceği yaklaşıma ve metodolojiye ilişkin ipuçlarını da görebiliyoruz. Si
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Siyasi Düşünce Hürriyeti ve 1961 Türk Anayasası, Bülent Tanör'ün 1969 tarihinde savunulmuş ve aynı yıl yayımlanmış doktora tezidir. Tezde siyasi düşünce hürriyetine hem bir teorik çerçeve çizilmeye çalışılmış, hem de anayasa hukukunda geçerli yorum yöntemleriyle yürürlükteki normlar açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Doktora tez jürisi önündeki sözlü savunması çok başarılı bulunan Tanör'ün bu tezinde, daha sonraki bütün çalışmalarında takip edeceği yaklaşıma ve metodolojiye ilişkin ipuçlarını da görebiliyoruz. Siyasi Düşünce Hürriyeti ve 1961 Türk Anayasası o tarihte henüz öğretide derinliğine tartışılmamış olan konu ve yöntemler bakımından ufuk açıcıdır. Temel hak ve özgürlükler bakımından öze dokunmama ilkesi, sınırlama-düzenleme farklılığı, düşüncenin içsel boyutu ve açığa vurulması ile mutlak-sınırlı özgürlük anlayışı gibi konular sistematik yorum, tarihi yorum, bütünsel yorum gibi yöntemler ışığında değerlendirilmiştir. Varılan sonuç, 1961 Anayasası'nın bütün fikir ve ideolojilerin serbestçe tartışılıp savunulmasını, eleştirilmesini ve propagandasını güvence altına aldığıdır. Günümüzden (2023) elli dört sene önce yazılan bu kitabı okurken birkaç hususu göz önünde tutmakta yarar vardır. Öncelikle, bu kitapta açıklığa kavuşturulmaya çalışılan hukuk normları artık yürürlükte değildir. Başta anayasa olmak üzere neredeyse değinilen bütün mevzuat değişmiştir. Dolayısıyla, çalışma bir hukuk tarihi çalışmasına dönüşmüştür. Ancak siyasi düşünce hürriyetinin demokratik bir rejimdeki önemi ve farklı yorum yöntemlerinin tutarlı ve çelişkisiz biçimde kullanımı bakımından eser hala genç araştırmacılara örnek olacak özellikler barındırmaktadır.