"O, evden çıkınca, “Açıyorum radyoyu, alıyorum kahvemi,” demek isterdim ama o lüks kimde var çok merak ediyorum. Ben arkasını toplamaya yatak odasından başlıyorum. Her ev kadını gibi yerlerden bir şeyler toplamak isterdim ama yok, benim bey cahil görünümlü bir gerçeküstücü. Gün geliyor çoraplarını şifonyerin üstünden topluyorum, gün geliyor kravatını duşakabinin tepesinden indiriyorum. Anlayacağınız benim işim yere dökülenlerle değil, havaya saçılanlarla…" Kocalarından bezmiş kadınlar, sevgililerinin gelgitlerinden illallah etmiş âşıklar, geçmişin hayaletleriyle yaşay
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
"O, evden çıkınca, “Açıyorum radyoyu, alıyorum kahvemi,” demek isterdim ama o lüks kimde var çok merak ediyorum. Ben arkasını toplamaya yatak odasından başlıyorum. Her ev kadını gibi yerlerden bir şeyler toplamak isterdim ama yok, benim bey cahil görünümlü bir gerçeküstücü. Gün geliyor çoraplarını şifonyerin üstünden topluyorum, gün geliyor kravatını duşakabinin tepesinden indiriyorum. Anlayacağınız benim işim yere dökülenlerle değil, havaya saçılanlarla…" Kocalarından bezmiş kadınlar, sevgililerinin gelgitlerinden illallah etmiş âşıklar, geçmişin hayaletleriyle yaşayan karanlık adamlar, ezberleri yıkmak isteyen yazarlar, ıskartaya çıkarılan eski yıldızlar, elinde terliğiyle her daim hazır olda bekleyen anneler, akraba kuşatması altındaki gençler… Pınar İlkiz, Soğan Doğradığın Çıplak Eller’de, hayatın farklı evrelerindeki insanların biraz tanıdık biraz tuhaf dünyalarına konuk ediyor bizi. Karşılıklı bir sohbet havasında, kimi zaman hüzünle kimi zaman da kahkahalar eşliğinde anlatıyor hikâyelerini.