Soğuk Savaş koşulları yüzünden Dünya, Sovyetler Birliği’nde arkeolojinin gelişimi hakkında bilgi sahibi olamadı. Sovyet Arkeolojisine dönük ön yargılar, Sovyetlerde bilim değil ideolji üretildiği, tartışma ortamı ve farklı ekollerin bulunmadığı gibi algıların oluşmasına sebep oldu. Oysa Sovyetlerde farklı arkeolojik yaklaşımlar sürekli rekabet halinde olduğu gibi arkeoloji alanında büyük teknik sıçramalar yaşanmaktaydı. Arkeolojinin define avcılığından ayrılıp, antik çağların toplumsal yapısını anlamaya yönelik bir çabaya dönüşmesinde Sovyet arkeolojisinin öncü bir rolü vardı ve bu rol G. Childe ekol&uum
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Soğuk Savaş koşulları yüzünden Dünya, Sovyetler Birliği’nde arkeolojinin gelişimi hakkında bilgi sahibi olamadı. Sovyet Arkeolojisine dönük ön yargılar, Sovyetlerde bilim değil ideolji üretildiği, tartışma ortamı ve farklı ekollerin bulunmadığı gibi algıların oluşmasına sebep oldu. Oysa Sovyetlerde farklı arkeolojik yaklaşımlar sürekli rekabet halinde olduğu gibi arkeoloji alanında büyük teknik sıçramalar yaşanmaktaydı. Arkeolojinin define avcılığından ayrılıp, antik çağların toplumsal yapısını anlamaya yönelik bir çabaya dönüşmesinde Sovyet arkeolojisinin öncü bir rolü vardı ve bu rol G. Childe ekolü sayesinde Batı arkeolojisinde de etkili olmuştu.
Tarihte ilk kez Sovyet arkeologları kral mezarları, saraylar ve anıtsal yapıların yanı sıra halk tabakalarının, köylülerin, göçebelerin, kölelerin vb. nasıl yaşadıklarını da ortaya çıkarmaya çalışan yeni bir kazı anlayışı geliştirmişlerdir. Ören yerlerinin havadan fotoğraflanması, arkeolojik nesnelerin korunması veya tarihlendirilmesi için kimya, fizik gibi disiplinlere başvurulması, arkeologların farklı disiplinlerden bilim insanlarıyla ilk kez birlikte çalışmaya başlamaları Sovyet arkeolojisinin bilim dünyasına getirdiği yeniliklerden bazılarıdır.
Seri olarak yayınlanması planlanan bu çalışmada, Sovyet arkeolojisinin arkeoloji, paleografi, epigrafi ve Eski Çağ tarihçiliği gibi disiplinlere katkıları, artıları eksikleriyle Türkiye’de ilk olarak masaya yatırılmaktadır.
“Bir Günah Gibi Gizledim Seni. Günah gibi gizlenen neydi ve günah kimin günahıydı? Sovyet Arkeolojisi üzerine neredeyse hiçbir şey bilmemem mi günahtı yoksa Sovyet Arkeolojisinin bizlerden gizlenmesi miydi günah ve bu günahta Sovyet ideolojisinin bir payı var mıydı? İşte bu kitap bu sorulara yanıt arama çabasında.” – Ahmet Uhri