"Dizginlere asıldım fakat çok geçti. Bodoslama daldık ve sonrasında olan şey, evrenin düzenini kavrayışımı sonsuza dek değiştirdi. Fakat oradaydım, gerçekleştiğini gördüm ve o zamandan beri bilgeliğimizin sınırlarının nerede bittiğini ve o sınırların ötesinde daha ne yalanlar yattığını açığa çıkaran pek çok şeye tanık oldum.
Tekerleklerin altındaki yol yok oldu ve köprü çok aşağılarda kaldı. Bir anlığına havada veya o mavi ışıkta süzüldüğümü hissettim. Ve orası sıcaktı. O kısacık sıcaklığı hatırlıyorum çünkü kendimi nasıl ansızın havada bulduysam aynı ivedilikle kendimi suyun içinde, suyun altında buldum ve şimdi size tüm bunları anlatırken yine oradaymışım, Goose Nehri’nin buzdan dişlerinin arasındaymışım gibi hissediyorum; su içi
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
"Dizginlere asıldım fakat çok geçti. Bodoslama daldık ve sonrasında olan şey, evrenin düzenini kavrayışımı sonsuza dek değiştirdi. Fakat oradaydım, gerçekleştiğini gördüm ve o zamandan beri bilgeliğimizin sınırlarının nerede bittiğini ve o sınırların ötesinde daha ne yalanlar yattığını açığa çıkaran pek çok şeye tanık oldum.
Tekerleklerin altındaki yol yok oldu ve köprü çok aşağılarda kaldı. Bir anlığına havada veya o mavi ışıkta süzüldüğümü hissettim. Ve orası sıcaktı. O kısacık sıcaklığı hatırlıyorum çünkü kendimi nasıl ansızın havada bulduysam aynı ivedilikle kendimi suyun içinde, suyun altında buldum ve şimdi size tüm bunları anlatırken yine oradaymışım, Goose Nehri’nin buzdan dişlerinin arasındaymışım gibi hissediyorum; su içime doluyor ve yalnızca boğulanların duyduğu o yakıcı ıstırabı duyuyorum.
Hiçbir şey boğulmaya benzemez çünkü bu his yalnızca ıstıraptan ibaret değildir, içinde böylesi yabancı bir duruma karşı duyulan bir afallamışlık da vardır. Zihin, dört bir yanımız daima havayla dolu olduğundan nefes alabileceğini sanıyor ve nefes alma dürtüsü öyle bir içgüdü ki bu emri duymazdan gelmek için bir nevi odaklanma gerekiyor. Köprüden kendim atlamış olsaydım içine düşeceğim vaziyeti öngörebilirdim. Köprünün kenarından düşmüş olsaydım sırf hayal edilebilir olduğu için anlayabilirdim. Fakat pencereden nehrin derinliklerine öylece itilivermiş gibiydim. Hiçbir uyarı yoktu. Nefes almaya çalışıp durdum. Nefes almak için feryat ettiğimi anımsıyorum fakat gelen cevabın verdiği ıstırabı, içime dolan suyun çektirdiği acıyı ve o acıya öğürerek karşılık verdiğimde nasıl da içime daha fazla suyu buyur ettiğini daha iyi hatırlıyorum."
“Toni Morrison’un özgürlük patikasında yürüyen bir roman denemesi Su Dansçısı. Ya hafızamız köleleştirilmiş insanları özgürlüğe taşıma gücüne sahip olsaydı? Su Dansçısı’nın en güzel tarafı alternatif bir tarih önermesi: Köle gemilerinde dehşete kapılan ve ırkçılıktan boğulan insanların yerine evlerine dönen insanların bir hikayesi.”
NPR
“Mitik, büyülü bir dil Ta Nehisi Coates’un eserlerini çevreliyor. Macera romanı, gasp öyküsü ve romantizm; Su Dansçısı’nda bunların hepsi var. Irkçılığın hatırlanmasını talep ettiğinde kime konuşuyor Ta Nehisi Coates? O hepimize konuşuyor; hepimizden birisi olarak konuşuyor.”
Tochi Onyebuchi, Tordotcom
“Coates fantastik olanın içine köleliğin dehşetini yerleştiriyor. Hakları elinden alınmış siyah çocukta bir tür süpergüç bir yetenek olarak ortaya çıkıyor… Su Dansçısı kendine özgü bir kitap, onun dünyasında yas şaşırtıcı ve nadir bir kucaklamaya dönüşüyor.”
Esi Edugyan, The New York Times Book Review
“Su Dansçısı; Toni Morrison, Colson Whitehead ve Stephen King’in yapıtlarını çağrıştıran okült bir hikaye anlatımı. Yıllanmış şaraplardan oluşan bir mahzen gibi. Büyülü gerçekçiliğin sınırlarında gezinen bir yapıt.”
Dwight Garner, The New York Times
“Su Dansçısı’nın hikayesinde gerçekçilik ile fantastik ögeler birbirine karışıyor. Sonuç, ırkçılığı eleştiren bir süper kahramanın kendi güçlerini keşfederken tarihsel bir romanın kalıplarını kırıp atması.”
The Washington Post
“Mutlaka okumalısınız.”
Toni Morrison
“Bir neslin uyanış anına ilişkin elzem bir kitap.”
The New Yorker
“Coates kaçınılmaz biçimde sizi yakalayan, lirik ve yıkıcı hassasiyete sahip, zamanımızın yeni bir klasiğini kaleme aldı.”
Vogue