Tarihteki Garip Vakalar
Yazar Adı: Maximilian Philipp Albert KemmerichTürk edebiyatının değerli yazarlarından Sabahattin Ali’nin ilk tercüme eseri Tarihteki Garip Vakalar’ın birinci basımı 1936 yılında yapılmıştır. Son yıllarda Sabahattin Ali’ye olan yoğun ilgiye rağmen yazarın bu çevirisi yakın zamana kadar göz ardı edilmiştir. Sabahattin Ali’ye bu kitabı tercüme etme görevinin dönemin Millî Eğitim Bakanı Saffet Arıkan tarafından verilmesi ve kitabın tefrikasının iktidarın gazetesi olarak bilinen Ulus gazetesinde yapılmış olması eserin önemini artırmaktadır.
• Bundan birkaç yüzyıl önce Avrupa sokaklarında yürümenin etraftaki kötü koku yüzünden
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Türk edebiyatının değerli yazarlarından Sabahattin Ali’nin ilk tercüme eseri Tarihteki Garip Vakalar’ın birinci basımı 1936 yılında yapılmıştır. Son yıllarda Sabahattin Ali’ye olan yoğun ilgiye rağmen yazarın bu çevirisi yakın zamana kadar göz ardı edilmiştir. Sabahattin Ali’ye bu kitabı tercüme etme görevinin dönemin Millî Eğitim Bakanı Saffet Arıkan tarafından verilmesi ve kitabın tefrikasının iktidarın gazetesi olarak bilinen Ulus gazetesinde yapılmış olması eserin önemini artırmaktadır.
• Bundan birkaç yüzyıl önce Avrupa sokaklarında yürümenin etraftaki kötü koku yüzünden neredeyse imkânsız olduğunu biliyor muydunuz?
• Peki Katolik kilisesi inançsızlara nasıl muamele ediyordu?
• Avrupalı askerler esirlere ve sivillere ne tür işkenceler yapıyordu?
• Hastaların tedavisinde kullanılan tuhaf yöntemler nelerdi?
• Avrupa saraylarında âdet olan garip evlilik ritüelleri nelerdi?
Alman tarihçi Max Kemmerich (1876-1932) bu ve benzeri sorulara verdiği cevaplarla okuyucuyu Avrupa tarihinin dehlizlerinde keyifli bir yolculuğa çağırıyor. Sabahattin Ali’nin dilimize kazandırırken Tarihteki Garip Vakalar ismini vermeyi uygun gördüğü bu tuhaf hadiseler, gülünç bir Avrupa resmi çiziyor. Yazarın Avrupalı olması hasebiyle bir öz eleştiri olarak değerlendirebileceğimiz bu kitap, aynı zamanda Avrupa'nın pek bilinmeyen veyahut bilerek unutturulan karanlık tarihiyle bir yüzleşme niteliği taşıyor. Avrupalı olmayan okurlara ise “gelişmeye giden yolda rehber” addettikleri milletlerin, tahayyül ettikleri kadar mükemmel olmadıklarını fark etme imkânı sağlıyor.
Sabahattin Ali’nin ustalıklı tercümesiyle ve Hüseyin Bargan’ın titiz çalışmasıyla okuma imkânı bulduğumuz bu kıymetli eser, Avrupa tarihine dair ezberlediğimiz kalıpları yıkacak nitelikte.