Bu kitap, ABD-Çin ilişkileri kapsamında ‘uluslararası güvenliği’ etkileyen faktörleri 11 Eylül 2001 sonrasında küresel hegemonya bağlamında incelemiştir. Dolayısıyla ABD-Çin ilişkilerinin hegemonik rekabete girdiği ve bu rekabetin uluslararası güvenliği etkileyebilecek bir boyuta ulaştığı savı, neo-gramşiyan bir teorik çerçeve içerisinde tartışılmıştır. Bu çalışma neo-gramşiyan yaklaşım çerçevesinde uluslararası sistemde oluşan ‘parçalanmaya dönük’ eğilimleri tespit etmeye çalışmakta ve iki ülke arasındaki rekabetin çok kutuplu bir kü
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
Bu kitap, ABD-Çin ilişkileri kapsamında ‘uluslararası güvenliği’ etkileyen faktörleri 11 Eylül 2001 sonrasında küresel hegemonya bağlamında incelemiştir. Dolayısıyla ABD-Çin ilişkilerinin hegemonik rekabete girdiği ve bu rekabetin uluslararası güvenliği etkileyebilecek bir boyuta ulaştığı savı, neo-gramşiyan bir teorik çerçeve içerisinde tartışılmıştır. Bu çalışma neo-gramşiyan yaklaşım çerçevesinde uluslararası sistemde oluşan ‘parçalanmaya dönük’ eğilimleri tespit etmeye çalışmakta ve iki ülke arasındaki rekabetin çok kutuplu bir küresel düzen ihtimalini ortaya çıkaran ‘sınırsız stratejik bir rekabete’ dönüştüğünü ileri sürmektedir.
İki ülkenin stratejik yaklaşım ve pratiklerine odaklanmış olan bu çalışma 11 Eylül 2001 sonrası görev yapan Başkanların dönemlerini kronolojik açıdan incelemiştir. Ortaya konulan bulguların analizi sonucunda ABD-Çin ilişkilerinin çok karmaşık bir rekabet modeli içerisinde hareket ettiği ve çatışma ihtimalini de barındıran gerilimli bir düzeyde seyrettiği ortaya çıkmıştır. Özellikle Çin’de iddialı ve proaktif bir yönetimin bulunması, ABD’de ise korumacı ve popülist bir politik iradenin sistemi zorlaması sonucunda hem uluslararası sistemi hem de uluslararası güvenliği ‘zorlayıcı’, Soğuk Savaş’a benzer sınırsız stratejik bir rekabet modeli ortaya çıkmıştır.
Kitabın küresel hegemonya ve küresel düzenin yapısına yönelik çözümleme ve eleştirilerinin, bu ölçekte çalışan tüm araştırmacılara ışık tutması ve katkıda bulunması beklenmektedir.