3
%20
Stokta Yok
64,00 TL
80,00 TL
Kazancınız
:
16,00 TL
Kısa Ürün Açıklaması

Geçiyoruz. Hem de acelemiz varmış gibi, kimsenin bizi beklemediği, kimseye merhem olamayacağımız yerlere doğru geçiyoruz. Bu geçişte ne ışıltı ne görkem, ne umut ne de gayret var. Bu geçiş yara almayı da yara açmayı da öğrendiğimiz, önce süte sonra kana özendiğimiz ve toprağa bile yettiğimiz bir geçiş. Bir de geride kalanlar var. Bu geçişin sağalmak olmadığını bilenler. Tıpkı kabuk bağlamış bir yaraya bakar gibi geçişimize bakıp 'Sen bu yaranın kabuğusun, kaşırsam kanarım, düşersen ne âlâ,' diyenler.

Mizgin Bulut, ilk kitabı Yokuş Aksanı'ndaki öykülerle okuru şaşırtmayı ve oyun oynamayı seven bir yazar olduğunu müjdeliyor bize. Bireyi, aileyi ve toplumu ele alışındaki sahicilik, kendi sesini gizleyip karakterleri işitmemizi sağlaya Devamını Gör

Türü
:
Yerli Edebiyat
Sayfa Sayısı
:
80
Kapak
:
Ciltsiz
Basım Tarihi
:
10/2020
Boyutlar
:
13.00 x 19.50
Kağıt Tipi
:
2. Hamur
ISBN Numarası
:
9786257737098
Planlanan Teslimat
:
07.11.2024
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • 0 Yorum
  • Tavsiye Et
  • Hızlı Mesaj
  • Geçiyoruz. Hem de acelemiz varmış gibi, kimsenin bizi beklemediği, kimseye merhem olamayacağımız yerlere doğru geçiyoruz. Bu geçişte ne ışıltı ne görkem, ne umut ne de gayret var. Bu geçiş yara almayı da yara açmayı da öğrendiğimiz, önce süte sonra kana özendiğimiz ve toprağa bile yettiğimiz bir geçiş. Bir de geride kalanlar var. Bu geçişin sağalmak olmadığını bilenler. Tıpkı kabuk bağlamış bir yaraya bakar gibi geçişimize bakıp 'Sen bu yaranın kabuğusun, kaşırsam kanarım, düşersen ne âlâ,' diyenler.

    Mizgin Bulut, ilk kitabı Yokuş Aksanı'ndaki öykülerle okuru şaşırtmayı ve oyun oynamayı seven bir yazar olduğunu müjdeliyor bize. Bireyi, aileyi ve toplumu ele alışındaki sahicilik, kendi sesini gizleyip karakterleri işitmemizi sağlayan dil mahareti ve sıradan görüneni tuhaflaştırmaktaki yeteneği ilk bakışta fark ediliyor. Yokuş Aksanı, uzun süre sizinle gezecek ve unutulmayacak bir kitap.

    "İki metalin birbirine sürtünmesindeki kıyıcı ses, nasıl da anlatıyor kendini. Kendinden böyle haber veren, aslı gibidir, diyebildiğimiz çok az şey kaldı. Bu ses bana, ‘Hadi,’ diyor, ‘kalk da Allah’a teşekkür et, ölmedin acından.’
    Kırk gün kırk asır gibiydi ama işte günü geldi. Zaman hep böyle geçmez umarım. Diriyim. Aynaya baktım bu sabah, duruyor yüzüm hâlâ. Şöyle sese doğru yürüyen iki bacağım da var şükür. Birazdan daha neler edeceğim o bacaklarla neler… Yürüyüp şu kapıdan çıkacağım. Asansör yerine merdiveni kullanacağım. Binadan çıkana kadar yığılmazsam yolu hatırlıyorum demektir. Yığılmayacağım."

Benzer Ürünler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.