lk baskısı 1928’de yapılan bu çalışma, Ohannes Apresyan isimli bir Ermeni subayının 19. yüzyılın sonlarından 1921’e kadar geçen sürede şahit olduğu kanlı olayları birinci ağzından okura anlattığı hatıralarından oluşuyor.
Öznel bir anlatı tarzı olan eser, Apresyan’ın zaman zaman özeleştiri ve empati yaptığı bölümlerle tarih araştırmacılarına Birinci Dünya Savaşı ve 1905-1920 arası dönemde yaşanan acılara başka bir zaviyeden bakma şansı veriyor. Çocukluğunu Azerbaycan’da Türklerle geçiren Apresyan, duyduğu sempatiden midir bilinmez, yer yer Türk dostlarıyla olan diyaloglarına da yer vererek hem Türk hem de Ermeni zaviyesinde çatışmaların ne denli akıl almaz bir faciaya dönüştüğünü, harabeye dönen köylerdeki cesetlerin nasıl kurtlara
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
lk baskısı 1928’de yapılan bu çalışma, Ohannes Apresyan isimli bir Ermeni subayının 19. yüzyılın sonlarından 1921’e kadar geçen sürede şahit olduğu kanlı olayları birinci ağzından okura anlattığı hatıralarından oluşuyor.
Öznel bir anlatı tarzı olan eser, Apresyan’ın zaman zaman özeleştiri ve empati yaptığı bölümlerle tarih araştırmacılarına Birinci Dünya Savaşı ve 1905-1920 arası dönemde yaşanan acılara başka bir zaviyeden bakma şansı veriyor. Çocukluğunu Azerbaycan’da Türklerle geçiren Apresyan, duyduğu sempatiden midir bilinmez, yer yer Türk dostlarıyla olan diyaloglarına da yer vererek hem Türk hem de Ermeni zaviyesinde çatışmaların ne denli akıl almaz bir faciaya dönüştüğünü, harabeye dönen köylerdeki cesetlerin nasıl kurtlara meze olduğunu açık yüreklilikle anlatıyor. Bazen Bolşeviklerin bazense Rusların kışkırtmalarıyla aynı köyde huzur içinde yaşayan insanların nasıl birer canavara dönüşebildiğine de dikkat çeken Apresyan, hatıralarında dönemin Ermenistan fotoğrafını çekmeyi de ihmal etmiyor.
Amerikalı bilim insanı Prof. Dr. Leonard Ramsden Hartill’in kaleme aldığı, Abdülkadir Özkan’ın Türkçeye kazandırdığı bu kitap, bir Ermeni subayının yüz sene öncesine ilişkin yaşanmışlıklarının yanında insanın belki fıtratı gereği belki de oluşan şartların zorlamasıyla ihtirasları uğruna, daha fazlasını elde etmek isterken sahip olduklarını kaybedişinin acıklı hikayesidir.