30 Mart 1972 günü Kızıldere...
Mahir'ler sarıldıklarını biliyorlardı. İlk olarak rehineleri kurşun isabeti almayacak bir yere götürdüler. Hâlâ onları korumaya çalışıyorlardı.
Evin pencerelerine siper alındı. Mahir, çatıya çıkarak bazı kiremitleri kaldırdı. Bu aralıklardan ateş açmayı düşündüler.
Umutsuz bir savaş başlamak üzereydi. On tane gence karşı bir Ordu birazdan ateşe geçecekti.
Son birkaç cümle edildi.
Dönmeye değil, ölmeye gelmişlerdi.
Sonuna kadar çarpışacaklardı.
Mahir ve arkadaşlarına hakaretler ederek teslim olmalarını söyleyenler aynı d&
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
30 Mart 1972 günü Kızıldere...
Mahir'ler sarıldıklarını biliyorlardı. İlk olarak rehineleri kurşun isabeti almayacak bir yere götürdüler. Hâlâ onları korumaya çalışıyorlardı.
Evin pencerelerine siper alındı. Mahir, çatıya çıkarak bazı kiremitleri kaldırdı. Bu aralıklardan ateş açmayı düşündüler.
Umutsuz bir savaş başlamak üzereydi. On tane gence karşı bir Ordu birazdan ateşe geçecekti.
Son birkaç cümle edildi.
Dönmeye değil, ölmeye gelmişlerdi.
Sonuna kadar çarpışacaklardı.
Mahir ve arkadaşlarına hakaretler ederek teslim olmalarını söyleyenler aynı düzeyden sert bir karşılık aldı. Mahir, "Faşist MİT'çiler, Amerikan uşakları" diyerek bağırdı.
Mahir ve arkadaşları marşlar söyledi ve sloganlar attı.
Mahir yeniden; "Atatürk Çanakkale'de yüzlerce İngiliz'i öldürdü. Ülkemizin bağımsızlığı için bir avuç İngiliz'i öldürmekten geri durmayacağız" diye bağırdı. Ardından da Gündoğdu Marşını söyleyip, "Yaşasın THKP-C, yaşasın THKO" diye haykırdılar.
Teslim olmamaya kararlıydılar. Öldürüleceklerinin de bilincindeydiler ama savaşmayı seçtiler.