3
%20
124,00 TL
155,00 TL
Kazancınız
:
31,00 TL
Kısa Ürün Açıklaması

Zehirli sular, yıkık binalar ve kirli havayla puslanmış bir gelecekte hayatta kalmak için vahşi bir mücadele başlar. Kırılganlığın bedelinin ölüm olduğu bu tehlikeli dünyada, organları için depolanmış çocukların müşterek bir hayali vardır, özgürce yaşamak. Ottomania, dünyanın en kötü zamanında doğmuş, ölüme ve acıya terk edilmiş çocukların umutla başladıkları bir başkaldırı hikâyesi.

Anadolu kültürü ve fütüristik teknolojinin harmanlandığı Ottomania, bir bilimkurgu alt türü olan Ottopunk’ın ilk örneği. Ağır makineli silahlar kuşanmış fesli adamların, şalvarlı robotların, şehirlere ceset yağdıran zeplinlerin, insan eti bağımlısı Wendigolar’ın, peçeli katil tarikatı Kuddurlar’ın ve kendinden olmayan herkese karşı tehlike arz eden onl Devamını Gör

Türü
:
Yerli Edebiyat
Sayfa Sayısı
:
224
Kapak
:
Ciltsiz
Basım Tarihi
:
8/2020
Boyutlar
:
13.00 x 19.50
Kağıt Tipi
:
2. Hamur
ISBN Numarası
:
9786257913768
adet
payment Kredi Kartına Taksit İmkanı
Planlanan Teslimat
:
17.11.2024
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • 0 Yorum
  • Tavsiye Et
  • Hızlı Mesaj
  • Zehirli sular, yıkık binalar ve kirli havayla puslanmış bir gelecekte hayatta kalmak için vahşi bir mücadele başlar. Kırılganlığın bedelinin ölüm olduğu bu tehlikeli dünyada, organları için depolanmış çocukların müşterek bir hayali vardır, özgürce yaşamak. Ottomania, dünyanın en kötü zamanında doğmuş, ölüme ve acıya terk edilmiş çocukların umutla başladıkları bir başkaldırı hikâyesi.

    Anadolu kültürü ve fütüristik teknolojinin harmanlandığı Ottomania, bir bilimkurgu alt türü olan Ottopunk’ın ilk örneği. Ağır makineli silahlar kuşanmış fesli adamların, şalvarlı robotların, şehirlere ceset yağdıran zeplinlerin, insan eti bağımlısı Wendigolar’ın, peçeli katil tarikatı Kuddurlar’ın ve kendinden olmayan herkese karşı tehlike arz eden onlarca grubun arasında hayatta kalmak için cesaret ve güç yeterli olmayacaktır.

    “Kararmış, dev bir hayvan fosiline benzeyen paslı merdiven basamaklarından yukarı çıkıldıkça, geçmişte Asya ve Avrupa kıtasını birbirine bağlayan Boğaziçi Köprüsü’nün iskeleti görünüyordu. Amir, bir zamanlar dünyada güzel bir hayatın var olduğunun kanıtı olarak görürdü bu köprü enkazını. Geceleri sandallara yüklenen cesetler ateşe verilerek denizin akıntısına bırakılırdı sevenleri tarafından. Asitli denizin içinde bedenleri eriyen ruhların hiçbir hayvan veya insan tarafından didiklenmeyeceği için huzura ereceklerine inanılırdı. Karanlık denizin içinde alev almış yıldızlara benzeyen bu ateşler, kızıl yakamozlar gibi Marmara Denizi’nin durgun sularında dalgalanır, uzun birer çizgiye dönüşerek yansırlardı.”

Benzer Ürünler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.