İnsan, eşrefi mahlûkat. Allah'ın yarattığı en şerefli varlık. Ancak bünyesinde, fıtratında iyiliği de kötülüğü de barındırıyor. Kötülük yanı ağır basmaması ve kâinatı tanıması için yaradılışta insana sabık malumat dediğimiz ilk bilgileri veriliyor. Yarattığını en iyi bilen Allah, insana verdiği aklı ve iradeyi yanlış yollarda kullanmasın diye kitap gönderiyor, peygamber gönderiyor, kâinatı emrine veriyor. Ancak insanoğlu bütün bu nimetlerle yetinmeyip, Allah'ın değişmez kanuniyetlerini / Sünnetullah'ı ve çizdiği sınırları / Hududullah'ı çiğneyebiliyor. Üstelik çiğnemeyi, kâh Allah adına konuşarak, kâh Allah'ın gönderdiği dini tahrif ederek, kâh peygamberlerini yanlış tanıtarak hatta peygamberlik iddiası taşıyarak yapabiliyor.
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- 0 Yorum
- Tavsiye Et
- Hızlı Mesaj
-
İnsan, eşrefi mahlûkat. Allah'ın yarattığı en şerefli varlık. Ancak bünyesinde, fıtratında iyiliği de kötülüğü de barındırıyor. Kötülük yanı ağır basmaması ve kâinatı tanıması için yaradılışta insana sabık malumat dediğimiz ilk bilgileri veriliyor. Yarattığını en iyi bilen Allah, insana verdiği aklı ve iradeyi yanlış yollarda kullanmasın diye kitap gönderiyor, peygamber gönderiyor, kâinatı emrine veriyor. Ancak insanoğlu bütün bu nimetlerle yetinmeyip, Allah'ın değişmez kanuniyetlerini / Sünnetullah'ı ve çizdiği sınırları / Hududullah'ı çiğneyebiliyor. Üstelik çiğnemeyi, kâh Allah adına konuşarak, kâh Allah'ın gönderdiği dini tahrif ederek, kâh peygamberlerini yanlış tanıtarak hatta peygamberlik iddiası taşıyarak yapabiliyor.
Dünyada Allah’ın dostları olduğu kadar düşmanlarının da olduğu bir gerçek. Allah’a düşmanlık, bir bakıma O’nun yarattıklarına da düşmanlık olarak beliriyor. Bilinçli veya bilinçsiz, akıllı veya akılsızca tahrif edilen din ve dini bilgiler de birilerinin ilgi alanına girerek içinde bulunulan topluluk aleyhine ihanete dönüşebiliyor. Nitekim bu kitapta ele alınan birileri, bir kısım organizasyonlar, cemiyetler, böylesi bir açık kapı oluşturarak toplumu orijinalinden sapmış bir din anlayışına, oradan da kimler adına çalışıyorsa o güçlerin önce himayelerine sonra da kullanımına ve esaretine sunarak, bir sömürü aletine dönüşebiliyorlar.
Toplumumuzun neredeyse iki asırdır anlamlandıramadığı fakat sezdiğinden emin olduğumuz bu cemiyetler, el’an da hayatiyetlerini sürdürmektedir. Elit kesimden çok az kişinin bilgisi dâhilinde olan bu cemiyetler ve faaliyetleri uzun zamandır gündeme getirilmemişti.
Son zamanlarda kayıt dışı din olarak ifade edilen din anlayışlarının sosyal ve siyasal sonuçlarının geleceğimiz üzerinde nasıl karanlık bulutlar oluşturduğunu fiilen 2016 yılında görmüştük. Benzer bir kayıt dışı din anlayışını da Adnan Oktar örgütünde gözlemledik.
Elinizdeki kitap, özellikle “gelecek tasavvurumuz” üzerinde saptırıcı çalışmalar yapanları, yapacak olanları caydırması bakımından ayrı bir öneme haizdir.